Ah Şiir Yar'asın
Ah "şiir" yar’asın
Ayakaltında ezilen kır çiçekleri
Kan sütüyle topraklar sulandı
Âhh..
Sadece
Sadece!
Dünyaya çiçek kokusunu istedim
Gökyüzünün masmaviliğinde
Öyle güzel iken topraktan şiir kokusu
Anlatamadım kendimden başkasına
Ah "şiir" yar’asın
Kalbimi iki sardunya yaprağı arasında kuruttum
Kalbim kalın kabuklar tuttu "nefret" tutmayan
Ama..
Ama!
Küflü sevmeler gördüm süslü yalanlardan
Bir anıta su bile verdim, papatyalara konu oldu kırgınlıklarım..
Ah "şiir" yar’asın
Hasreti genzimi yakarken
Tebeşir tozundan evler yaptım
gölgemden ağaç
Yağmur sularına yazılar yazdım
Lacivert kalemle İstanbul’u karaladım
Gidenlere el saldım gün batımında
Kimi zaman altyazı geçti gözlerimden
Yerel bir gazetede manşet olmuş acılarım
Ele avuca sığmadı hüzünlerim
Ah "şiir" yar’asın
Şahit oldu gözlerim ateşe
Kulaklarım kurşun sesine
Zaman aşımına uğrarken tanrı aşkların
Sırtımın kanburu çıktı
Güneş uykuya daldı paslı pencerelerde
Çok zaman geçti ömrün yapraklarından
Tozlu raflarda yalnızlığımın pir’i kaldı.
Ah "şiir" yar’asın
Göğe saçlarımdan salıncak astım
gülümsedi yıldızlar
Sonra
Kuş resimlerinden çocuklara gökkuşağı çizdim
Bir kâbusa daha şahit olmasın şiirçiçekleri.!
Âh "dil şikestim"
Ne diyordu Sabahattin Ali
"Yaramın nerede olduğunu biliyorum
Yalnız bir yerlerim çok acıyor.."
Yığıldı cılız bedenim
Susmaktan çatlayınca dudaklarım
Dilkeş şarkılar dinledim
Bir kuş olmak, bir kelebek olmak
bir kum tanesi kadar küçük olmak istedim!
Adım "Serdem olsun" dedim
Bilemezdim
Aşkın bana bu kadar pahalıya patlayacağını
Ah "şiir" yar’asın
Yüreğimin evini ateşe verdin
Soğur mu göğsümdeki yangın?
Bilemezdim
Aşk zarfların üstünde pul
kağıt üzerinde karalama olduğunu
Ah "şiir" yar’asın!
Dünyamı poyraza çevirdin
"Marifet şair olmak değil şiir olmaktır.."
Kurşun yarası
Bir süre giremedim ne güzel bir şiir kaçırmışım tebrikler.
Ne çok yakıştı yerine Tebrikler sevgili Gizem hanım
Herkesin yarası şiiriyle arası kadardır..
Elemlerinden çiçek açan sızının diliydi şiir..Ki en çok şairine has..Tek kişilik bir sanattı yalnızlığın meskeninde.. Harf harf, kelime kelime sanatkârına ilham veren.
Atilla İlhan'ın dediği gibi; "Bazıları şiir sevmez, çünkü onların yaraları yoktur, yaraladıkları vardır"
Şiire herşeyden daha çok değer veren, tek bir kelimesini bile incitmeden onu sevip okşayan, ona bir emanet gibi iyelik eden, onu koruyup gözetleyen, onu soluk alıp veren bir organizma gibi görüp merhamet besleyen bir şairdir Gizem şaire..
Gününü tebrik eder, daha nice paylaşımlar dilerim Saygı ile.
Şiir-sin Gizem İlker...
Kutlarım...
Ah yâr!
Ben sana demedim mi
Dil kesiği yaralar açma içimde
Şiirleri doğrama kızılcık şerbetinin içine
Demedim mi
Paslı kilitleri vurma dişlerinin arasına
Bir çocuğu öksüz bırakma
Düşlerinin arasında
Kovma, kalbinin kapısını aralayanı
Demedim mi yâr
Küçük bir nazire bırakıyorum güzel şiirinizin gölgesine
Çok güzeldi her zamanki gibi
Madem şair olmak marifet degil şiir olunuz efendim :)