Cehenneme Düşmüş Cennet Masalı
İçimdeki küçüçük mutluluk kırıntılarıyla
Hayatta kalmak için mücadele etmek imkansızdı
Anlamıştım
Suya ekmek banıp
Dünyanın en lezzetli yemeğini yiyormuş gibi
Daha fazla numara yapamazdım
Takip etmeye değecek bir yol kalmayınca
Haliyle ayaklarımı daha fazla kandıramadım
Bir heves uğruna bir çok şey yapılır ama
Cehennemi cennet masalıyla uyutmazdım
Eski anılar üzerine yenilerini inşaa etmeye çalışırken
Ne kadar da çaresizmişim meğer anladım
Kağıttan görkemli kuleler yapsam da kendime
Rüzgar hiç esmeyecekmiş gibi davranamazdım
Bu yüzden
Giderek dağılan temellerim
Kendimi kandırmalarım
Karmaşalarım
Uykusuzluklarım
Sizi artık özgür bırakıyorum
Derin bir nefes alıyorum ciğerlerime
Başka hiçbir şey için yer bırakmadan
Bu son olacak biliyorum
Ama
Artık korkmuyorum
Sonuçta
Sonsuza kadar sürecek bir mutluluğu düşleyip
Hatta buna gücüm yetecekmiş gibi tanrıcılık oynayamazdım
Ulçay hanım, iyi akşamlar. Şiirinizde dikkatimi çeken en temel şey, korku deneyiminizin yaşamla iç içe geçmiş özelliğinde bulunmasıdır. Bu bir tür korkusuzluktur diyebilirim. Daha ziyade çözümlenmesinde korkudan korkusuzluğa bir geçiş oluyor. Bu naif geçiş yaşamınıza gerçek ve beklenmedik bir mevcudiyet katıyor. Yürekten tebrikler,kutlarım. Saygılarımla İoannis Bozikis
Tebriklerimle... Duyguları en iyi biçimde anlatan dizeleri yazan yüreğinize sağlık...
Güzel bir şiir okudum. Tebrikler...
Ayrıca bir tebrik (virgül:) kırık telefonla yazılan eserde bile ne harf hatası ne kelime hatası var.. bir de kurdele tabela... daha ne ister Y... nicelerine nesildaşım..eksik olma..
İnsanın kendi gerçeğinde, dışındaki dünyanın gerçeği ağır basabiliyor bazen. Ve bazen kesişme kümesinde bir soluklanma gerekebiliyor. Kutlarım kaleminizi.