Gizem

( . . . )


Kemanın sesi hüzün çalıyor akorttan
Bomboş viran sokakların ahengine
Bir serçe cıvıltısı eşliķ ediyor makama
Hüznün sessizliğine nağme beste çalıyor
Üşüyünce dudaklarımda senli sözcükler
Viktor’un şiiri düşüyor aklıma

"Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?"

Esip geçiyor rüzgârlı yağmurlar..
Sensizliğin çığ gibi çökünce içime
Uykuzluğun perdesini aralıyorum
Yüreğimin kıyılarına vurdukça adın
Sonra kayboluyorum Fars sokaklarında
Musalla taşında umutlarımı görünce
İrkiliyor sağ omuzundaki melekler
Sensizliğin yazılınca yazgıma

Kaybolmaya başlıyorum..
Aşıkın şarab sarhoşluğunda
Mevlânâ sözü düşüyor aklıma
"Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Âşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Aşk makamında ”sus”la başlıyor tüm iç yanışlar."

Köhne bir odanın loş ışığında med-cezir yalnızlıklarımda
Kalbim yorgun düşüyor ağrıdan
Bir serçenin gözyaşı kadar yüreğim
Şimdi silik harfler uçuşur kalemimin ucundan
Kalemim, kalbim kadar yorgun düşüyor..

Adı yüreğimde saklı kalsın.

Gizem

06 Ocak 2021 86 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar