İçin/den Geçtiklerim

Yıldızların yeryüzüne göz kırptığı vakitler
Buğulu gözlerle geçiyorsun içimden
Dört bir yanımda yapraklar uçuşuyor
Rüzgarınla savrulan
Dağlar koşturarak geçiyor önümden
Seline kapılmış nehirler
Ben ürkek bir çocuk gibi geçiyorum gözlerinden.

Bir yanımı paslı mengeneye bağlayıp

Koparırcasına sıkmak geçiyor içimden

Acıya mı ihtiyacım var?

Hayır

Belki, bir acıyı başka bir acıyla bastırırım diyorum

İşe yarar mı?

Bilmem...

Yüreklerimiz birbirine düğümlensin istiyorum

İki can bir bedende.
Sonra dizlerinde sessizce uykuya dalayım
Uyuyayım geçsin kıyametler
Bir asır geçsin
Gamzelerinde yavaşça uyanayım.

Apansız bir sıtmaya tutulup, nöbetlerden geçiyorum
Morfin gibi bakışlarını arıyorum
Tir tir titriyorum
Ellerin gelip sakinleştirse beni
Ellerin ilaç, ellerin merhem
Sürsem benliğime, iyileşir miyim ki?

Türlü türlü renklerden geçiyorum
Silüetini çizmek istiyorum
Gözlerimin değdiği her yere
Tüm dünyayı renginle boyayayım
Mevsimim ol, bütün iklimlerde.

Aynalardan geçiyorum
Gözüm bedenimde değil
Sıkıldım kendi maddemden
Ruhumla, ruhuna dokunmak istiyorum
Tutuşup yanalım
Ki
Anka gibi doğalım küllerimizden.

Saati baş döndürücü bir hızla savurup
Özlemi çoğaltırken zaman
An’ın zamansızlığından geçiyorum
Tutup ellerinden, girelim istiyorum
Umuda açılan o kapıdan
Hiç kimseyi ve hiçbir şeyi umursamadan
Mutlu çocuklar gibi olalım
Sevinçleri orman büyüklüğünde
Hayalleri güneşe uzanan
Gidişlerle kavgalı
Gelişlerde can bulan.

Yıldızların yeryüzüne göz kırptığı vakitler
Yalnızlığını doyurmuş bir adam geçiyor içimden
Ben kendimden geçiyorum
Senden..