Karanlık Kaderimiz mi

bir barışa doğmak da vardı kaderde
ve kardeşçe
yaşamak da vardı ömürde,
oysa anam beni bir savaşçı doğurdu
anam istemese de
hayat işkenceyle yoğurdu..
ilk mülteciliğimdi galiba
anamın rahminden fırlamam
ve kucağında durmamam
ilk sürgünümdü galiba,
yaşadıklarımı pek hatırlamam da
bu detayı hiç unutmam.
Yeryüzü hayatın kendisidir
insan için,
hem cennettidir
hem cehennemi,
hem sınırıdır
hem de hürriyeti.
Dokuzumda Antakya'sına
OnYedimde Antalya'sına
derken
OnDokuzumda İstanbul'una geldim
yeryüzündeki
cennetimin ve cehennemimin
Hatırlarım İstanbul'un ilkini
ve hatta yazmışım da:
"kimse bilmez,
birlikte üşürdük biz istanbul'la
ve onun daracık sokaklarında
yeryüzüne taştım ben,
ellerimizi ısıtırken
kalplerimizi soğutmuşuz
kalp üşütmesini ilk istanbul'da tattım ben!"
belki doğmak ve ölmek kaderimizdi
belki yeryüzü de öyle,
ya karanlık?
karanlıkta kaderimiz miydi?
nicesi yakmadı mı kendini?
yananlar gibi yanıp
bir aydınlık saçamaz mıydık?
kalpleri ısıtamaz mıydık?
bizim şairlerimiz
yumuşatmadı mı taş kalpleri?
zindanlar da sönmeyen güneşi
yazmadılar mı dize dize duvarlara?
Taş kalpleri yumuşatan ustalarımızın
zindanlarda sönmeyen ışıltısı
bir ilham nedeni oldu bana!
ve bende haykırdım
karanlığa mahkum olanlara:
"bir şiir hayal edin
geceyi yaksın,
gündüzü taşısın yeryüzüne
yeryüzü aydınlansın!"
Her savaşta masumlar ölüyor
her savaşta zalimler büyüyor
her savaş insanlığa karşı
her kurşun kör kurşun,
çocuklar ölüyor!
"yeryüzünün bütün insanları,
dinleyin;
kurşunların sesinden önce
uyanmak zorundayız,
kurşunların sesinden önce"

30 Eylül 2017 455 şiiri var.
Yorumlar