Kavuşmasını Erteleyen Kavuşmalar
Ne sandım ki
Tabii ki bana kainatın sırrını bağışlamayacaktın
Ama hiç olmazsa
Sırrını vermediğin o kainata sığmayacak kadar derin bir karanlığı ruhuma bağlayarak beni yaratmasaydın
Her şey bu duruma nasıl geldi bilmiyorum
Ama
Bilmem gerek
Avuçlarımda tecavüze uğramış gibi acıyla kıvranan onca duanın sorumlusu sadece ben miyim
Söylesene
Bu kadar mı senden uzağım
Oysa
Her şey basit ve gayet affedilebilir bir günahla başlamıştı
Hatırlarım
Kalbim kırılınca
Dilim acıyla haykırmıştı
Ölçülemeyecek kadar kısacık bir süre için
Sonunu düşünemeden
Sana meydan okuma gafletine düşmüştü dudaklarım
-Ah ben ne aptalmışım-
Kimdim ki ben
Ne sanmıştım ki kendimi şu an bile hatırlamıyorum
Acıdıysa canım
Çenemi kapatıp kaderime razı olmalıydım
-Gel gör ki işte yapamadım-
Aslında
Şeytana uydum diyemem
Hele ki
Kendimi kandırmalar da artık gidilemeyecek kadar uzaktaki yollar olmuşken
İçimde bir şeyler yapma isteği var farkındayım
Ama
İçimde hiçbir şeye hali kalmamış başka bir ben daha var
Böyle bir çelişkiyi içimde barındırmak ise sadece akla zarar
Kısacası
Gitsem
Adım atmaya halim yok
Kalsam yerimde
Ortadan ikiye yarılacakmış gibi bedenim ruhuma dar
Son bir şansa inansam
Hatta herhangi bir şeyin iyi olacağını bilsem
Avuçlarımda kan revan içinde kalmış dualarımı sarmalar
Yeniden ayağa kalkmaları için elimden geleni yapardım inan
-Ama yapamam-
Yine de
Eğer denersem diyelim şansımı
Kaç ilahi ışık yılı uzaktasın ki ey ilahi
Kaç duayı uç uca bağlasam senin beni görmeni sağlar
İnsanlar maalesef çaresiz veya darda kalınca dualara başvururlar. Bu dualar insanları ferahlandırırsa da güncel durumlarını hiç değiştirmez. Bu çok karanlık zamanlarda yalnız yaşadığımız için bir şükür duası yapmamız en doğrusudur. Hayata olan tek borcumuzdur sanırım Menekşe hanım. Şiiriniz için tebrikler. Saygılarımla İoannis Bozikis
bu şiirin katli vacip şairesi taif,e sürüle burasi müslüman bir ülke..! dedim ki öyle ,öyle değil işte, fetva makamı insanın sol yan vicdan tarafı bedeni mabeti ,beyni kontrol kulesi ..o zaman; bu şiir asılmalı izan fukarası eziklerin göğsüne.. şiiri kutsadım şairi şımarabilir..
Duanın bile yeterli olmadığı isyan halleridir insanın okuduğum satırlardaki , iyi şiirdi derinliğiyle sevgiler Menekşe hanım
:) harikaydı, duru ama kederli, neşeli ama umutsuz bir nehir gibiydi şiirin nesildaşım.. Y...'den tüm ihtişamıyla bir eser daha, eksik olma ...
Bunca yıllık ömründe, çok uzun zamandır dua etmeyen biri olarak dikkatimi çeken bir şeyi yazmadan geçemeyeceğim: Düşünüyorum da: Milyonlarca anne, kendi dili ve kendi dininde evladı için dua ediyor ve buna rağmen milyonlarca evlat; savaş veya hastalık ya da intihar veyahut başka bir nedenle, hadi hiç biri değilse bile ecel sebebiyle diyelim (ama sonuçta milyonlarca evlat) ana babasından önce ölüp gidiyor hayattan ve hem de bunlar hayatta hiç bir fonksiyonu, yaptırımı olmayan evlatlar. Yani cennet ayaklarının altında olan anaların duaları bile boşa kürek çekmekten öteye gitmiyor (farkındaysan babaların dualarını katmadım hesaba)... Bunu görünce de insan dua etmekten de inanmaktan da imtina ediyor ister istemez. En azından benim için durum böyle. Bana kalırsa kainatın sırrı; her şeyin kendi içinde ve sessizce iletişim ve etkileşim halinde olması. Yani işin özünde her şey olacağına varıyor. İster kainatın kanunu diyelim, ister mörfi kanunu, ister kader ya da etme bulma dünyası... Ama biz bugün (ya da dünya bugün), bu günü yaşıyorsak duadan çok geçmişimizde yaşanan tarih ve onda belirleyici olan olayların etkisi ve izi var diye düşünüyorum... Kontrolsüz bir sirkülasyon söz konusu yani... Ve Şiire, daha doğrusu şairine gelirsek; her şey yine de ümit ve sebat arasındaki ince çizgide asılı halde duruyor derim. Yani ister duayla, ister duasız yola devam... Çünkü elden başka bir şey gelmiyor... Çünkü sonuç ya da son hep aynı... Keyif alabildiğince gittiği yere kadar yani... Yine beni yazdıkça yazdıran şiir için teşekkürlerimle saygılarımı sunuyorum şaire...