Ne Fark Eder ki

Y...'den


Biraz şiir okudum ekrandan

Galiba umudunu kaybetmiş kılavyeler dedim, haklılar.

Dünyada her anki gibi bir üç beş on milyon mazlum

Bir gün de sevgiden barıştan yana esse derken fırtınalar

Ulan Tanrıya yakardım, geberteceksen komple gebert dünyayı deyü


Şimdi hecelerin karekökünde

Sevdiğim diyorsam sen sev diyedir

Cehenneme tutuklanmış bu dünya

Az bir gülüşün dev bir hediyedir


Rahatlarım huzur bulup yüzünde

Gözlerinde baharları yaşarım

Şimdi yoksun ilham gelmez geceye

Üşür yanar dolanırım şaşarım


Yirmi yıl üstüdür ülkemin internet sayfalarında

Ne yalancılar gördüm ekranlarda

Ulan dedim bu ihtiyar katakullilerin yaşı kaç

Devlet kendine riyakar, millet inim inim inilder, ey vatan

Ne kızarmaz yüzleri varmış deve derisinden yaratmış sanki Tanrım.


Bugün günlerden mi; romantik dizi

Dünyanın dört bir yanı sanatçı

Her sanatçıda sen, her olayda biz

Kurgu gerçek masal rüya inatçı


Desem dostlarım var desem de yalan

Kimseye düşmanlık etmem bilirsin

Lakin cinnet geçti bir deprem talan

Seller beni katil eder mi dersin


Zaman yolculuğu yapmışım gibi

Bana hiç nasihat işlemez derim

Gelen giden ölen kalan cam dibi

Sonsuzluğa sövmeyene dütdürü


Martısız diyarların evladıyım

Gargalar akbabalar kurtlar sansarlar gördüm

Leyleklerin tünediği ağaçlarım var

Tavuk köpek karınca arı balık seyrederek yetiştim

Terlediğim buğday tarlasının Tanrısına küfrettim


Ormanda tomruğun altında kalan

Nice yiğitlerin fakirliğini yaşadım

Binlerce voltluk yıldırım çarpmış sis duman pusta

Cenazelerde doğanın döngüsüne küfrettim

Mezarlıkta Arabın Tanrısını hatmettim


Ülkede gündem var günden güne değişmez

Zulüm şiddet yalan dolan terör estirir mahkemeler

Kaçar kendini kurtarmak isteyen bütün bir gençlik

Geriye kalmış buruşuk siyasetçiler aç kalmış bir millet

Yeniden dirilir mi Tanrım bilmem ki Atatürk


Tarih sığınıkların en karanlığı

Din eski çağlardan kalmış bir hikaye

Serüveni başlamadan bitmiş kilometrelerce yollar

Dere tepe dağ deniz ağaç ova açık artırmaya çıkmış

Cin çarpmış galiba Tanrının Anadolu ve Avrupa yakasını


Yine de buğday başakları ve gelincik

Hani gecenin bir yarısı ilk gençlik zamanıydı

Tarlada tonçta bağ bahçede yorgun düşmüştüm

Telefon tam çekmiyordu 

Sonra uzattım telefonu ay'a geceye

Dıt dıt mesaj geldi

Seni özledim mi seni seviyorum mu yazmıştın

Unuttum 

Betonların asfaltların arasında yıllar sonra

Şaftı kaymış çivisi çıkmış zihnimin

Ayak parmaklarım üşüyor ısı yalıtımlı bir odada

Düşünüyorum şimdi soğukta kalmış evi olmayan kaç kişi var

Nasıl uyku tutar, nasıl cennete döner bu dünya

Düşündükçe bunalıyorum bunalıyorum

Olumlayamıyorum gidişatı

Kötün günler yaşıyoruz, daha kötü günler göreceğiz galiba

Direnmek dayanmak sabretmek bana bir masal gibi

Kurtlar, kırmızı başlıklı kıza saldırıyor, parçalıyor.

Karavezir, Bakan olmuş, Keloğlanı kovalıyor

Nasıreddin Hoca, daha çok fil istiyor Handan Hakandan padişahtan

Köroğlu sürülmüş

Dadaloğlu saray terörüne uğramış

Toplanmış üçler beşler kırklar meclislerde

Kuyusunu kazmak için yarışıyor milletin

İmamlar Hocalar Müezzinler zulüm ünlüyor

Ayak parmaklarım üşüyor

Güvenilmiyor şimdiki altı ok'a da

Ağaç yaprağına, güneşe, aya, yıldıza, buğdaya...

Hepsi birbirinden zalim

Bir zalim giderken büyüyor yeni zalim

Memleketin hali işte

Nasıl seni düşleyebilirim bunca zulmün ortasında kalmışken

Üşüyenler üşüyor, ölenle ölüyor, gülenle gülemiyorum

Ah bir ölsem diyorken

Bir ses

Gecenin koynunda

Bilinmezden agnostiklerin deistlerin sesi

Allahcılar ve Gök Babacıların ipleri çürümüş

Bir ip sarkıyor gökyüzünden derin uzaydan 

Pırıl pırıl ışık ışık bir merdiven mi desem ne desem

Galiba geldiler, geldiler diye seviyorum

Tüm iyi insanları güzel insanları mazlumları

Alıp dıkıdık dıkıdık götürecekler başka bir galaksiye

Hadi kalk, uyan, biz de gidelim, göç edelim, terki diyar vakti

Bir de ne olsun, göklerin kara zebani ordularıymış gelenler

Çile üstüne çile, köle üstüne köle, istif üstüne istif ediyorlar insanları

Bir et yığını içinde, koparılmış kollar, yarılmış kafalar, çıkmış gözler

Kan revan bir geminin deposunda

Ölen ölene, son nefeslerini veriyor insanlık

Diyorum ki, demek ki böyle ölünürmüş

Sonra uyanıyorum rüya kabus karışımı bu uykudan

Ayaklarım üşüyor, düşünüyorum saf saf

Ahmak bir yaşantı bu dünya

Ölen memnun, kalan çileye talip, işkenceye

Dert bedava, derman yok, umut karanlık

Ulan dingiller nasıl yaşıyorsunuz sizler

Ben her gün ölüyorum

Ben her an ölüyorum

Ölüme gülüyorum

Tanrıya küfredip cenneti tepiyorum

Verin tüm cehennemi bana diyorum

Verin lan

Geri kalanı atın gitsin cennete

Ne yapacaklar ki cennette fantinifinton muydu neydi 

Piknik mi yapacaklar, denize girip kumsala mı uzanacaklar

Masatenisi bilardo mu oynayacaklar

Maç mı seyredecekler yoksa

Salıncak mı kuracaklar ağaçlara

Deve at eşek mi yarıştıracaklar ya hu

Pişpirik mi atacaklar maça kızı mı 

Ne yani 

Günümüzde Ne Tanrı ne cennet ne cehennem

Yaşamın ve ölümün, sevinç ve üzüntünün farkı mı var ki?

Varlığını yokluğunu karasını beyazını dütdürü dünya

Haydi hep beraber

Hindi gibi biraz kabarıp

Vırrak vırrak çırrak çırrak düşünme vakti

12 Mart 2022 218 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar