Öldükten Sonra da Severim
Gecenin maruf yüzünde solan güneşin sesi,
Duyulmak istemiyor sanki.
Her mezara girenin sesi, gür çıkmıyor gibi.
Ve her mezara girenin, sadece ölümden yanmamıştır canı.
Yalnızca ölümden yanmamıştır benim canım.
Tanrım, aşkı öldürmeden alabilir misin bir canı ?
Senin de siyah manzaralara açılıyor mu vicdanın ?
Kaç kez kondu pencereme, kanadı kırık beyaz güvercin ?
Tüyleri nefretinle kararmış, çamura bulanmış.
Kaç kez söyledi sana yüce rüzgar ?
Nefretini uzak tut kalbinden.
Çünkü o, ruhuna da bulaşır.
Çünkü o, aşkına da bulaşır.
Gülüşün yüzüme alçakça değdiğinde,
Gözlerim kana bulanır.
Aklımın her bir yanı nefretle boyanır.
Canımın bir parçası eksilir sen gözyaşını döktükçe.
Bakma bana öyle,
Gözlerindeki kini gördükçe, mil çekilir gözlerime.
Ve sakın kanma sözlerime.
Sevmiyorum desem de, bir parçam sendedir bil ki.
Bil ki, aşk ölmeden bitmeyecek bu çile.
Sen ki, beni öldürdüğün kadar sevemezsin belli ki.
Beni öldürdüğün kadar sevemezsin sevgilim.
Beni yaşattığın kadar gidemezsin.
Hiçbir mesafe katlanamaz buna.
Çatlar; dağlar, taşlar ve taşar ırmaklar.
Beni öldürdüğün kadar sevemezsin
Ama ben, öldükten sonra da severim.
Kutlarım kardeşim yüreğine sağlık...
Özellikle giriş çok güzeldi Furkan bey kutlarım seçkinizi