Üç Bin Yıl

I. Bin yıl



Uyandım;

Kolektif muktedirlerin boyunduruğuyla geçiyordu zaman,

Nadası bereketten yüz çevirmiş tarlaların,

Altı üste gelirken muhayyilemdeki talan vaktinde,

Kürek sızılarını uyuttum sapından, omuriliğimin şah damarında.

Yüreğimi sürdü atların güçlü ayaklarıyla,

Sürdü fışkıran bahar gibi coşkun susuzluğa,

Yalı kazığı gibi sivrildim biçimsiz dağların omzunda,

Vadettiği cennettir diyerek sokuldum gayyasına,

Öyleydi.

Mecazdan öteydi mizahı, sıcak yaz güneşinin,

Tarifi, yaşlı tarihlerin dizlerini titreten çağın tam ortasında.



II. Bin yıl



Emekledim;

Beyaz yapraklar savruluyor,

Develerce çiğnenen yollardan, gökdelen pencerelerine.

Artık hiç kimse değiliz o anımsayamadığımız manzaradan,

Bir kırıntı, bir katre rayiha, bir parça anı,

Tecessüsle aralanan tel dolabın tıkırtısı,

Bile...

İlgilendirmiyor artık soğuk nazarları,

Rastlantıya dönük geçmişin silik parıltısı.

Kuşatamıyor annelerin bile hiçbir şefkatli yanı.

Bizliğimizle yoğrulmuş kadim aynaları.

Bir de huzmelerine çay tutmaya üşendiğimiz şafakların şımarık ışıltısı.

Kedilerin sırtlarına ekmekle vurulan,

Kapıları bembeyaz kahverengiye çalan,

Uçakların, bereketli yemişlerini bombalayacak kadar hırçın,

Ve bir o kadar gürültüyle üzerinden sıyrıldığı bahçelerden,

Tereyağından kıl çeker gibi

Kesildi, elimiz ayağımız.



III. Bin Yıl



Yürüdüm;

Bana benzeyen bir gölgenin ardından,

Süzülüyorum çatılarında çöl kumu örtülü sarayların,

Neresi hangi taraf?

Terimde, bitmiş bir mataranın suyu yakıyor,

Uzaklara biteviye mıhlanmış gözlerimi,

Kurumuş ağzımı kapadım zira konuştuğum kâfî.

Yüzüstü sürüklendiğini görmüyorum,

Kopan fırtınada arsız bedevilerin.

Ağzını bıçak açmıyor zaten kervandaki,

Geviş getirmekten başka, kızgın develerin.

18 Haziran 2020 126 şiiri var.
Yorumlar (10)