AB Yolunda kaybolan 50 yılımızın telafisi için yetkililere açık dilekçe.

1957 yılında kurulan birlik ile Türkiye'nin ilişkileri, 31 temmuz l959 da Ülkemizin,birliğin o zaman ki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. Topluluğa kurucu ülkeler dışında üyelik için ilk başvuran ülke Türkiye'dir.
AET Bakanlar Konseyinin, başvurumuzu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması imzalanmıştır.Bu anlaşma ortaklık yaratan bir anlaşmadır.
Bunu, 1970 yılında imzalanan Katma Protokol izlemektedir.
Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok ülkeden daha önce Topluluk ile ilişkilerini başlatmış olan bu iki önemli belge, o tarihlerden sonra ve 17 Aralık 2004 Bildirgesi sonrasında halen devam etmekte olan süreçte Türkiye-AB ilişkilerinin hukuki dayanaklarındandır.
Başlangıçta birliğin altı üyesi vardı. Bunlar: Belçika, Fransa, Federal Almanya, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya'dır.
1 ocak 1973 te İngiltere, İrlanda ve Danimarka 'Avrupa Birliği'ne üye oldular.
Yunanistan, 1 ocak 1981 de Birliğin onuncu üyesi oldu.
1986 da, Portekiz ve İspanya, 1995 te Avusturya, Finlandiya ve İsveç, 2004 te Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovakya, Slovenya, 2007 de Bulgaristan ve Romanya AB ye üye olmuşlardır.
Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya Birliğe üyeliğe aday ülkelerdir.
Avrupa Birliği'ne 2004 yılında başvurup, yalnızca 3 yıl sonra 2007 yılında üye olan, Bulgaristan ve Romanya herkesce bilinen büyük eksikliklerine rağmen, kendilerine söz verilen tarihte üyeliğe kabul edilmişlerdir.
Görüldüğü gibi, üyeliğe kabul edilen ülkeler arasında siyasi ve ekonomik açıdan Ülkemizden çok geride olanlar da mevcuttur.
Türkiye'nin adaylık yolunda geçen zamanı 31 Temmuz 2009 da tam elli yılını (yarım asrı) dolduracaktır.
Ayrıca, Nice Zirvesinde AB nin 2010 yılındaki üye sayısı belirlenmiştir. Bu sayı 12 aday ülkenin katılımı ile sınırlandırılmıştır. Türkiye adayların arasında bulunmamaktadır ve 2010 yılı sonrası durumu için de bir açıklama yapılmamıştır.
Fransa Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı François Loncle, 'Tarihi ve Coğrafi özellikleri dikkate alınınca, Türkiye AB ye hiçbir zaman giremez ' demiştir.
Nice kararları ,2010 ve sonrası içindir ve bu kararlar içinde Türkiye yoktur.
Avrupa Parlementosu sözde Ermeni Soykırımını kabul etmiş, ek olarak Türkiye'nin de kabul etmesini karara bağlamıştır. Bu karar konuyu ikinci aşamaya taşımıştır. Bundan sonraki aşamalar tazminat ve toprak talebi olarak görünmektedir.
Bazı AB taraftarı aydınlarımız da imza kampanyaları düzenleyerek, bu sürece yardımcı olmaya çalışmışlardır.
Bu durum AB medyasında da alay konusu yapılmakta ülkemiz, AB kapısında bekleyen köpek, AB nin metresi olarak karikatürlerde yeralmaktadır. Bir Hristiyan Kulübü Özelliklerine bürünen AB üyeleri geçmiş tarihin izlerini belleklerinden silememekte ve müslüman kimliğimizden rahatsız olmaktadırlar.
Bu durum onurlu TC. vatandaşlarını çok üzmekte ve yaralamaktadır.
Yukarıdaki nedenlerle, adaylık başvurumuzun acilen ve gerekçeleri açıklanarak geri çekilmesi, ilgili Uluslararası Mahkemelerde TC vatandaşları adına, AB ye maddi ve manevi tazminat davalarının açılması için gereğini yetkili makamlarımızdan arz ederiz.

Saygılarımızla.,

17 Şubat 2009 2-3 dakika 138 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    yuro bölgesinde ekonomik durum, çok kötüymüş, böyle giderse bizi alamadan dağılacak zavallılar!!!