Acı

Yeni bir hayata başlamak, geçmişe sünger çekmek, doğan güne uyanırken, müstakbel bir bebek gibi gülümsemek istedim sana. Ellerimle yanaklarından akan gözyaşının sıcaklığına dokunmak, gülümsemende gizlenmek istedim ansızın. Sen bir milat olmalıydın yaşadıklarımda ve yaşayamadıklarıma ütopik bir sarılış olmalıydı tüm benliğin. Artık rahat uyuyabilmeliydim gecenin en koyu anında ve korkunç rüyalarıma, titreyerek uyanmalarıma, çığlık çığlığa çürük kapımın arasından sızan zemheriye bir sünger çekebilirdim. Sonra dudaklarımda darağacına hükümlü bir şarkı ve sabaha kurşun yağdıracak saatlerim kalacaktı.
Bir giz olur dağlarımın eteklerinde kırık kanatlı tüm kuşlar, vurulan ben miyim, vuran gözlerin midir gül dalımı, kanayan avuçlarım mıdır bu kayıp iklimlerde... Bilmiyorum.

Sancılı bir akşamüstü, badanasız duvarlarımda solgun bir resim asılı, her baktığımda mahşerim olur yüzün, her kaldırdığımda ince bir sızı vurur şakaklarıma. Bir daha akmalıyım caddelere ? ki tükenmektedir varoluşum yok oluşlarında.

Bir daha ağlayacağım sonra, sonra geçecek bu acı.

.............................................................................................................

Ben hayallerimle cebelleşirken, ben mazimi kurşuna dizerken, bir şeyler yanı başımda biterken dağılıyor ansızın düşlerim. Düşerken yanı başımda bir sevda, ölüyor yanımda bir umut daha. Yatağımda terli bir hazan. Sıcak bir mevsimi bekliyorum artık penceremden odama sızan karlı dağların yamaçlarına bakarken, bir bir ağlarken mevsimler ömrümün en nisan zamanlarında. Oysa bunca yaşadıklarımdan sonra en anlamlı şeyin birkaç damla gözyaşı olduğunu haykırıyordu bana okuduğum tüm kitaplar. Ne sesinde bir bahar, ne nefesinde gül kokulu bir iklim vardı. Bütün sokaklar kaldırımlarıyla, köpekleriyle, elektrik direkleriyle dönmeni bekliyordu oysa.

Başucumda bulutlar kararıyor, birkaç dakikaya kalmaz bir yağmur başlar, ben çekileceğim odama, bir daha ağlayacağım sonra,sonra geçecek bu acı.

Sancıyla kıvranan bu saatler, akıp giden bu hercai zaman, ciğerlerimi deşip geçercesine kıvranan bu kör karanlık... Yakıyor, yakıyor gözbebeklerimi. Yakarken dudaklarımı şiirler, satır aralarında kayboluyor tüm renklerim. Sen hep gökkuşağında mı sanırsın tüm renkleri?
Gözlerime bak, saçlarıma dokun, siyah beyaz bir resim olup kal duvarımda. Bütün renkler yarınlarında kalsın. Artık gidebilirsin yabancı. Gökkuşağının bütün çizgileri senin olsun.

Ben yağmurdan sonra çekileceğim odama. Bir daha ağlayacağım sonra,sonra geçecek bu acı.

16 Nisan 2011 2-3 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar