Ada
Islak kaldırımlardan süzülen yağmur suları istanbulun kabarmış kirlerini de beraberinde sürüklüyordu. demir parmaklıklara dönüşmüş puslu gökyüzü dilsiz bir tercüman gibiydi sanki. sokaklarda biriken ağır kasveti bir nefeste ciğerlerine çekmek bu yorgun şehrin insanları için eziyetten farksızdı.bir haftadır güneş yüzünü göstermiyor, yaşam savaşından güçsüz düşen benliğimizi aydınlatmıyordu.kalabalıklaştıkça artıyordu kimsesiziğimiz. denizin kim bilir hangi tarafında yüzen öteki teki kaybolmuş bir terlik gibiydik. akıntıya kapılmıştık bir kere. o kadar çok sevdiğimiz vardı ki, o kadar da çok sevenimiz! ama hiç biri yanımızda değildi o an.belki senede bir kere o da belki işte....
Kendime söz verdim. bir mektup yazacağım ona, yazacağım ve hem çok uzun olacaktı bu mektup hem de çok kısa.tek bir cümle'seni seviyorum'. bir fırsat yaratmalıydım. bir ara bir yolunu bulmalıydım.sonra bir de pembe bir öpücük kondurmalıydım sayfanın sağ alt köşesine. bayat ve kuru bir ekmek gibi olmamalıydı bu mektup, canlı, kanlı, hayat dolu bir sesleniş, bir haykırış olmalıydı. ne hissettiğimi, niçin bu kadar uzak ve uzakta kaldığımı, ondan nasıl vazgeçebildiğimi yazmalıydım.
Onun kendimden bir parça gibi olduğunu, nereye gidersem gideyim, ne yaparsam yapayım onu içimde götürdüğümü, hatta ruhumu saran olgunlaşmış bir sarmaşık olduğunu anlaması gerekiyordu.bunları şimdiye kadar hiç sezdirmemiştim ona, yada anlamamıştı. ben de o zamanlar bu kadar çok farkında değildim.gemime güvenip, fırtınanın orta yerine çevirmiştim dümenimi.azgın dalgaların arasında adeta dans ediyor, şarkı söylüyordum. fakat beni fırtına değil, sonrasında gördüğüm manzara alabora etmişti.uçsuz bucaksız denizin ortasında yapayalnız olduğumu fark ettiğimde, bir daha asla karaya çıkamayacağımı anlamıştım. ya da vardığım hiç bir yer, o ıssız fakat cennet gibi ada olmayacaktı.
izler kaybolmuyor değilmi insanda. Hani unuttum gitti falan deniliyor, hatırlanma sıklığı azalıyor.. Ama izler kaybolmuyor çünkü iz iz oluken işleniyor insanın benliğine. Çıkarıp atılmasıda zor oluyor. Sanki sadece izin üstü kabuk bağlıyor.