Adı Farklı Sanı Aynı

Afganistan / Nimruz (Mashey Yolculuğu Zamanı)

Adı sanı farklı bir ülkedeyim. Plakası olmayan araçlarla çöllerde, adını bile ilk kez duyduğum yerlere gidiyorum. Birden karşımıza bir nehir çıkıyor, araç kıyıya her yaklaştığında toprak suya dökülüyor ve yolumuz tekrar çöle karışıyor. Çocukken izlediğim, safari yapanları gösteren belgeseller geliyor aklıma. İzlerken bambaşka gözüken yaşamların tam ortasındayım. Kavurucu sıcaklık ve tozlu havanın bunaltıcı etkisiyle uyuklamaya başlıyorum. Çölde seyahat etmek televizyondan izlemesi kadar zevkli gelmiyor bana. Sıcak hava, kum fırtınaları ve böcekler hepsi bir yana ama sevdiklerinden uzak olmak katlanılabilir gelmiyor ve uykuya dalmak tek kaçış yolu oluyor.

Gözümü açtığımda kendimi bambaşka bir yerde buluyorum; göz alabildiğine yeşillik ve hemen yanımda bir dere. Karşımda ise her baktığımda kendimi oraya ait hissettiğim bir köy ve sen yanı başımda. İki göz yumma arasındaki en büyük fark olasılıkların azlığı. Hayat bu sefer ellerimden tutup fırlatamamış beni ayrı yerlere. Kadere karşı koyamayan iki eski âşık değiliz bu sefer. Ne farklı şehirlerdeki okullar, ne farklı ülkelerdeki işler; iki farklı köyün aynı okula giden yolunda, tüm kem gözlere inat el ele tutuşan iki aşığız bu sefer. Bir köyden dışarı çıkamamış iki köylü âşık.
Sesler görüntüler aynı ama serzenişler farklı.

Bu kez adın Mihriban sanın yine aynı
Sana yazdığım yazıların adı bu kez türkü
Adım bu kez Bedirhan sanım yine aynı
Gül dikenleri yüzünden ellerim yine yaralı
Ne sevgimizin var bir farkı, ne ayrılığın tadı bu kez farklı
Gizlice kaçıp buluştuğumuz yer bir söğüt ağacının altı
Dilimde adın dudaklarımda dudaklarının tadı
Keşke bir rüyadan uyanmak bu kadar zor olmasaydı

26 Mart 2010 1-2 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar