Aforizmalar 5

Alnıma yazamadıktan sonra ne adının,
Ne de yazmanının bir önemi var artık benim için...

"Sevdik" diyemediğim gibi "Ayrıldık" da diyemiyorum.
Sen hâlâ tamsın çünkü, oysa ben kaç parçayım sayamıyorum...

Aynaya baktığımda yüzünü görmüyorum nicedir.
Artık kendi gözlerimi giymediğimden yüzüme
Ya da camları kırıldığından hatırlayamadığım bir gecede,
Olabilir...

Biliyorum..
Yalnızlığım paramparça,
Ellerimde nereden geldiği belirsiz kesici aletler,
İntihar öncesi ölüm karanlığına ait beyaz kefenler,
Giyinip kuşanacağım işte.
Bu yüzden soğuk ve narin ellerinle,
Bana "elveda" deme...

Sayfalarını Aşk'la doldurduğum romanın önsözüne,
Ayrılığı yazıyordun,
Bu yüzden yazılan aşk'ın hiçbir önemi kalmıyordu...
Bilmiyor muydun?

Gözbebeklerini,
Çocuksu kirpiklerin gıdıklıyor rengini
Ve kahverengi gülüyordun sen,
Kahverengi...

Dolaştığım caddeleri, sokakları...
Tüm kalabalığıyla,
Evin kapısını açtığım anahtara sıkıştırıp
Geri dönüyorum yalnızlığıma...

Saate baktığımda,
Ayrılığa daha yarın vardı,
Bugün gitmeyeceğini bildiğim için sevindim...

"Kal" tarafından tuttum kollarını,
Gözlerinin "Gitme" noktasından da yakaladım.
Ayrılığa gebeydi ama kalbin,
İkna edip seni,
Kürtaj yaptıramadım...

Gözlerinin cennetine bakınca parçalanan gözlerim,
Bir an için arafta olduğumu unutur gibiyim...

Ah bir kerecik sarılsam,
Hatta ben değil ceketim bile sarılsa sana.
Nasıl ısınırsın,
Nasıl ısınırız biliyor musun?
Gülüşün gibi...

Sorsam seviyorsun,
Sormasan da söylüyorum,
Çünkü; seni, senden daha çok seviyorum...

Şiirin vasiyetiydi
her şey geçmişte kalsın diye,
Yılın son günü yaz beni...

Öptün ya,
Dudaklarına sağlık;
Allah bereket versin yanağıma...

Sevmediğin için,
Sakallarımın yüreği acıyor,
Öp de geçsin..

Kirpiklerimin tasarruflu kısışları,
Gözyaşı faturasını azaltmıyor hiçbir zaman.
Duygularım iflasın eşiğinde,
Gözlerim açık ağladığımdan...

Gözlerin misali zeytinler duruyordu tabakta,
Çatal batırmaya kıyamadım...

Giden sevgilin arkasından;
Dur, gitme, kal demekle,
Yar'anılmıyor...

Bir insan bu kadar güzel olabilir mi, dediğimde;
Narin kanatlarına saklanan masum bir "melek" olduğunu unutuyorum...

Unutmak istemedim de değil hani, inan çok uğraştım, anıları hatta adını bile hatırlamamak istedim bir daha...
Ama unutulmuyor, unutamadım hâlâ...
Tanıştığımız gün ne giydiğin bile aklımda, o gün çok güzeldin, o gün çok sevmiştim, o günden bugüne çok şey değişti biliyorum, ayrıldık mesela...
Ve ayrılık bugüne kadar yaşadığım en büyük kazaydı ama lanet olsun ki;
Kaybettiklerim arasında hafızam yoktu...

Ve sen ellerimi tuttun...
Anlam dolu, sıcacık sevgi dolu, bir türlü anlatamadığım çok güzel bir duyguydu bu...
Bırakışının ve ardından başka bir eli tutmanın bir anlamı yoktu ama acısı çoktu...
Söylesene,
Daha mı güzeldi bari elleri?

O kadar çok sevdim ki seni,
Bu sevgi ikimize de yeter, senin yerine de sevdim sandın ve bu yüzden sevmeye gerek duymadın beni...
İşime gelmiyor, başka türlü açıklamak istemiyorum;
Sevmiyor demek gücüme gidiyor, sevdiğim kadar da üzülüyorum...

Saçların uzuyordu, boyun uzuyordu, büyüyordun, olgunlaşıyordun...
Ama daha sonra mesafeler de uzamaya başladı...
Büyüdün diye gitmek zorunda mısın?
Kalsan olmaz mı?

Çok istiyorsan böleyim bir parça,
Hem de en güzel yerinden;
Ama n'olur kalbimi kırma...

Göğsüm;
Başını koyup dinlenebileceğin en rahat yastık markasıydı...

Acaba bir gün unutur muyum diyorum kendime, bir gün uyandığımda içim ağrımadan kalkar mıyım yatağımdan?
Alzheimer olursam belki, alzheimer olursam bil ki;
Seni unutacağım...

Saçların kadar uzun olsun hayatım,
Sabahları o saçlara tarak olacaksa parmaklarım...

Yolda karşılaşmak için bütün şehri sabahtan akşama kadar gezen adam bendim, eşit davranmadım asla, evinin sokağından on, belki de yirmi kere geçtim... ve farkettim ki boştu, taşınmıştın, haberim yoktu, söylememiştin...
Yaşamam için bir sebep yoktu artık bu şehirde ama bilmiyordum gittiğin-ikisi de aynı şey-gideceğim yeri de...
Sonra aramaktan vazgeçen ve yaşamaya devam eden adam da bendim,
Umudumu seninle beraber çıkmaz bir sokakta kaybettim, özür dilerim..

Seni unutamadığımı
Ve bu durumun beni hiç uyutmadığını
Biliyor musun sen?
Bilmiyorsan,
Öğren...

Hayat sandığımızdan daha kötü yollar çiziyor avuç içlerimize. Sana çıkmayan yollar gibi ya da çıkmaz sokaklara götürüyor beni...

Kolay değil işte yaşamak, yaşamaktan daha çok intiharı zikrediyorsa hele dudağın...

Fotoğraflar asla gerçeği yansıtmıyor mesela. Yan yana çekildiğimiz bir fotoğraf bizi sevgili yapmıyor...

Tarifi yoktu, canım yanıyordu...
Isındığını düşündüm sonra, değişti her şey, değişti yüz ifadem;
Gülümsedim...

Aşk bir oyundu, ayrılık da... ama ayrılık daha zordu aslında, daha az canın vardı mesela...
Ve ben hepsini kaybettim,
Çok ihtiyacım var sana; özledim...

15 Temmuz 2012 4-5 dakika 43 denemesi var.
Yorumlar