Ahh güzel ülkem ahh.!!!!!!!

Yandaş olmayan hangi tv kanalını açsam, bir yolsuzluk, bir yoksulluk, bir hırsızlık, bir kamu(halk) mallarını talan hikayesi.
Hem iç, hem dış güçler tarafından yüzyıllardır sömürüle, sömürüle bitirilemeyen güzel ve kutsal ülkem.
Vatanını kötülemeden, soykırımla suçlamadan da Uluslararası, saygın ödüllerin kazanılabileceğini ispat eden gerçek vatansever Sayın, Nuri Bilge Ceylan'ın Uluslararası Cannes Film Festivali ödül töreninde kürsüye çıktığında, aldığı ödülünü adadığı GÜZEL ve YALNIZ ülkemiz.
Ölenin arkasından konuşulmaz ama, Sayın, Turgut Özal iktidarı döneminde, rüşvetten yakınanlara verdiği "benim memurum işini bilir." yanıtıyla, rüşvetçi, çıkarcı, kendinden başkasını düşünmeyen,insanlara, kapıları ardına kadar açmış oldu. O günlerde palazlanan bu ahlaksız insanlar, toplumda yaygın olarak o dönemi anlatan "köşe dönücüler" adıyla halen, toplumumuzu, büyük kocaman yıkılmaz denen ağaçları içten kemirerek deviren kurtcuklar gibi, kemirmekteler.
"Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" sloganlı azgın, toplumcu olmayan, kapitalist sistem, bizi ve Dünyamızı bu hale getirdi ve büyük bir hızla, son küresel ekonomik krizi yaratarak çöktü.
Şimdi, başta ABD çöken sistemden kurtulmak için, yeniden devletin kontrolünü öne çıkaran bir tür karma ekonomiye dönerek, bu açmazdan kurtulmaya çalışıyor.
Yani, Sevgili Atamızın, benimsediği ve bu köşe dönücüler dönemine kadar ülkemizde hakim anlayış olan KARMA EKONOMİ düzenine geri dönüyor.
Benim yaşımdakiler anımsarlar. Biz çocukken Türkiye Dünyada kendi kendine yetebilen (ülkesinin ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilme gücüne sahip) yedi ülkeden biriydi. Ülkemizin bu özelliği ders kitaplarımızda bir övünç nedeni olarak yer alırdı.
Şimdi durumumuza bir bakalım. Tarımımız çökmüş, köylerimiz boşalmış, sanayimiz ve insanlarımız borç batağı içinde, işsizlik çok yüksek düzeylere ulaşmış, dış borçlar torunlarımızın, torunlarına geceçek düzeye gelmiş, IMF nin kapısında biraz daha borç alabilmek için en ağır koşulları göğüslemek üzere,
yerel seçimlerin sonrasını bekler durumdayız.(İktidar oy kaybetmemek için, seçim sonrasını bekliyor.)
Devletin hepimize ait olan ve vergilerimizle beslenen kaynakları, oy için açıkça rüşvet olarak dağıtılıyor. Resmi kurumların (Yüksek Seçim Kurulu) suçtur uyarısına bile aldırılmadan, sadece, tek kişilik muhalefet Sn. Kamer Genç'i seçtirmemek için, Başbakanın talimatıyla Tunceli'ye bağlı Nizamiye İlçesinde dağıtılmaya devam ediyor.
Tam bir kanunsuzlar diyarındayız.
İktidardakilerin çocukları, akrabaları, yedi göbek sülaleleri, yandaşları haram servetlerine servet katarken, çocuklarını evlendirirken çuval dolusu altınları toplarken, sözde dindar tarikatler, elit cemaatler malı mülkü götürüyor.
Büyük şehirlerde her yer imara açılıp, açılmadan önce el altından başta belediye başkanlarının yakınları tarafından satın alınıyor.
Arkadaşlar, kendimize gelelim, oyumuzu bir çuval kömüre, bir buzdolabına(içine koyacak yiyeceği, suyu, elektriği olmayan yoksul evlerine veriliyor.)satmayalım.
İleride, biz ve çocuklarımız, bunun bedelini çok ağır öderiz. Oylarımızı, araştırarak, dürüst ve çalışkan insanlara verelim.
Gençler, size sadaka değil, iş olanağı sağlayacak insanlara verin oyunuzu. Kısa günü değil, uzun geleceğinizi düşünün.

16 Şubat 2009 3-4 dakika 138 denemesi var.
Yorumlar