Akarsuya Kilit

Mitoloji ile ilgili çok fazla bilgi sahibi olmamama rağmen, bir yöreye ait mitolojik bir hikayeyi gene o yöreli bir arkadaşımın ağzından dinlemiştim. Esmer yüzlü, aydınlık gözlü bir arkadaş. Sanki o cağrafya o arkadaş olmuş, dile gelmiş konuşuyordu;

'tufan sıcağında
ben öyküsünü dinleyeli
onun kendi ağzından,
dördüncü sigaramı içiyorum'

Hikaye şöyle;
Dionysos adındaki bağ bozmunu tanrısı, dünyalar güzeli Alphesibioa' ya aşık olmuş. Alphesibioa ise onu sevmemiş, hiç istememiş.
Dionysos bir kaplana dönüşerek onu kovalamaya başlamış, elde etmek amacı ile. Alphesibioa kaçmış, kaçmış, önüne azgın akışı ile ürkütücü bir nehir (Dicle) çıkmış, mecburen teslim olmuş Dionysos'a ve bu birleşmeden çocukları Med dünyaya gelmiş, onun soyundan gelenlere Medler demişler. Medler de kimilerince Kürtlerin atası olarak kabul edilirmiş. Dicle' ye de tigr / kaplan, 'Tigris' adı verilmiş.


''Sus' dedi zaman,
Bağ bozmuydu,
'Alphesibioa' dedi Dionysos,
Çok sevdi...'

...

'Senden korktuğundan belki
Beddua da etmiş midir bilmem,
Boğazında bir kaplan pençesi
Teslim oldu Alphesibioa...'


Ben de, o bölgede, gençliğimin bir döneminde apansız bir savaşın içinde buldum kendimi.
Gördüm Dicleyi, akışını, binyıllardır süregelen... Gördüm nasıl dingin bir sabırla akıp, oyup kayaları, açtığını yatağını. Gördüm, nasıl talan edilir çevresi, yatağında rahat bırakılmaz akışı.
Nazım Hikmet;
''Heraklit, Heraklit; ne akıştır bu!.
ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
Heraklit, Heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?' der şiirinde. Akarsuya kilit vurmak böylesi birşey olsa gerek.

Geline benzetirim hep onu, Aşk / Gelin / Dicle ve Tufan Sıcağı / Dicle şiirlerimde de sıklıkla değindim.
Şırnak' ın Güçlükonak ilçesinden Cizre'ye uzanan, derin bir vadisi vardır, içinden Dicle akar. Buraya nedendir bilmem, geçmişten süre gelen, yaşanan çatışmalarından mıdır bilmem, Cehennem Deresi derler. Öyle acımasız, kan kokulu rivayetler vardır ki bura ile ilgili.
Benim gönlüm hiç kabul etmez bunu, o Dicle değil midir ki, şiirde geçtiği gibi;
'bütün mevsimler tutsak düşse de yangına,
her bahar dicleyi emzirir dağlar
bahar, diclenin dağları kucakladığı yerde başlar. '
Neden Cennet Deresi denilmemiştir... Bir gün belki...

"Bir gün kırılacak mahremine uzanan eller,
Geleceğim,
Saçlarını örerek ellerimle
Sana bizim ora türküleri getireceğim 'de lori'
Bahar gelecek,
Eriyecek doruklarını işgal eden buzlar...'

Dicle, gelin Dicle, bir gün bitecek savaş ve ben onu görmeye geri döneceğim, oturup kıyısına, türkü söyleyeceğim.

Dicle gül aksın...

23 Şubat 2010 2-3 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (3)
  • 14 yıl önce

    Aşk/Gelin/Dicle şiirine yaptığım yorumda anlatılan coğrafyadan pek uzaklaşmamanın mutluluğunu duydum. Şiirin yazılışı ve coğrafyası sunulmuş ki anlatım da şiir kadar güzeldi. Tebrikler Resul can.

  • 14 yıl önce

    Mitolojiden yola çıkıp, ünlü şairimizin bir şiirinden alıntı ile destekleyerek, kendine özgü düşüncesiyle beslemek suretiyle Dicle Irmağının "Cennet Deresi" adıyla anılmasını, gül akıtmasını ve kilit vurulmaksızın özgür kalmasını düşlemiştir yazar. Kutluyorum.

  • 14 yıl önce

    Bütün içtenliğimle kutluyorum. Muhteşemdi. Öyle keyifle okudum ki. Bir efsana ancak bu kadar şıklaştırılabilrdi bir kalem ucunda. Tekrar kutluyorum. KÖRFEZDEN MERHABA