Akis

Kendimi kendimden saklıyormuşum meğer; ayıp olmasın diye harcadığım suskun zamanlar, kattığım gizemlerin ardı sıra sobeliyormuşum yalnızlığı. En çok kendine geç kalır mı insan? Bunu yorgun gözlerim ve şifasını kendimde aramaktan vazgeçtiğim yorgun ruhum biliyormuş bir tek.

Ben, ürkekliği aynasında akis nağmeleriyle coşan cesur oyuncusuyum hayatın. Aslında tütsünün sarhoşluğunda sayıklamalı akisler bulduruyorum hayata. Meğer kendime öğretiyorum en çok kendimden kaçak bir korkak olmayı.

Saniyeler içerisinde hayatın rengi değişirken siyahı daha çok sevmeye başlıyorum. Kendimi kendimden kaçırıyorum sobeleyemediğim faka basan zamanlarımdan arsız bir müebbet hapsiyle... Kimse güzel değil; güzelliği belasında saklı kalan acılarını ısırıp güzelliklere yol açamadıkça.

İşte yine kambur halimin feryadını Müslüm babanın yokluğundan kaçırıyorum. Bir arabesk müzik giriyor mutsuzluğuma, perdeyi açan yaramaz çocukları kovalayıp kendi çocukluğuma küfrediyorum. Zaten büyüdükçe küçülmekteydi hayat, taşan gururumun misafir geleceğinden öpüyorum.

01 Nisan 2017 1-2 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar