Aklımdan Şüphe Etmelerimi Tetikliyorsun!

Yeniden çarpan bir yürek sesi. Kurmalı bir saatin, sahibinin elleri ile yeniden tik tak deyip varlığından haberdar olunmasını istemesi gibi...
Neyin özlemi bu?
Yalnızlığımın ortasında her şeyden vazgeçmişken ben, yeni bir ışık parladı karşımda. Oysa vazgeçmiştim tüm benliğimden. Kapatmıştım kara kaplı tüm defterlerimi. Bebek koleksiyonumu da dağıttım bir bir sevdiklerime, onlar büyütsün yaşatsınlar diye. Tüm hazırlıklarımı tamamlamışken bu vazgeçiş niye? Sanki durdurduğum saatler isyan ediyor güneşe. Hissettiğim acı yerine garip bir çırpınış var yüreğimde. Unuttuğum karın ağrısı gibi depremler oluyor yeryüzünde. Çocuksu telaşıma bakıyorum aynalar gülümsüyor yüzüme, oysa küsmüştüm hepsine. Nedir bu rüzgârın keyifli şarkısı bu nağmeler niye? Uzaktan çok uzaktan duyduğum keman sesi gibi büyüleniyorum karanlıkların Lacivert bedenini reddedip, sabahın mavisine koşuyorum gizlice. Irak yollar yakın oldu gönlüme ve yakalıyorum ucundan tuttuğum ince dalları, sarılıyorum geleceğe. Bu sefer evet bu sefer aşağıya bakmıyorum, gözlerime yol çiziyorum engin denizler üstünde. Elimde bir sıcaklık var artık üşümüyorum, ayazlara meydan okuyan bedenimde ter içinde kalıyorum nefes nefese. Yumuşak dokunuşların, şefkatli bakışların rehavetinde, güneşi ben karşılıyorum sabahın seherinde. Bir nefes yüzümde, ılık bahar rüzgârı gibi, hani sabahın en tenha köşelerinden kaçıp, açık penceremden girer gibi ürpertiyor bedenimi. Şimdi güneş başka, ay başka mı geri dönmeyecek geleceklerde. Bir başka dönüyor dünya sanki tersine...
Özlem mi duyduğum?
Mutlu muyum?
Aradığım ne?

Aklımdan şüphe etmelerimi tetikliyorsun!


Esenlikle ve sevgiyle... Melekler öpsün yüreğinizden...

DİLA EMRAL AYDIN
İZMİR KARŞIYAKA

13 Eylül 2009 1-2 dakika 23 denemesi var.
Yorumlar