Anılar

Anılar

..denizin yüzeyi , konup havalanan martılarla dolu , onları izlemek ve onlarla İstanbul'u solumak  , kendi iç dünyam yürek atışlarımı dinlemek sabahın bu saatinde neredeyse her gün yaptığım bir estantane , bunca yoğun kalabalık şehre benzeşen mesai çalışma günlerimden uzaklaşıp , bunu yapmak bir farklılık yaşatıyor  dinlendiriyor mu beni diye düşünmeden edemiyorum , sık sık bunu yapmalı mıyım , yani binip vapura , bir üsküdar'a bir beşiktaş'a , oradan eminönü , dolaşıp durmalı mıyım iskeleler arası istanbul'a karışarak , bindiğim vapur ve vapuru takip eden martılarla , yeni aldığım bir kitabı okumaya başlamak keyfi bende tartışılmaz ilk favori keyfim , bu düşündüğümü yapmak neden olmasın diye düşünmek son derece eğlenceli geldi bana , o halde tekrarlamalıyım aksatmadan  .....2016

...bir grup ördek kardeş sahil boyu geziye çıkmışlardı , yer ve mekan bir tatil beldesi , o kadar şen şakrak ve doğal halleri ile umursamazdılar ki , insanların aralarından geçiyor , onlara bakıyor bakmıyorlarlar , arada bir insanların konuşmalarını kesip "..waakk..waakk.." şeklinde varlıklarını gösteriyorlar , uygun bir boşluk bulup denize girmeyi kolluyorlar , içlerinden iki tanesi tüm uyarılara rağmen kendini denizin , berrak mavi mutlu sularına attı , başladılar suyun yüzeyinde hem yiyecek bir şeyler atıştırıyorlar buldukları ile , hemde ağustos ayının bu boğucu sıcaklarından korunuyorlar bakar mısınız şu iki ördeğin huzurlu ve mutlu deniz keyiflerine ..!! , sahilde insanlar bir yandan ördeklerle ilgileniyor diğer yandan hem doğanın bu şahaser köşesini ve insanı dinlendiren manzaranın güzelliği karşısında huzurlu bir tatil geçirdikleri görülüyordu , hem de ördeklerin dünyasında yeni bir şey keşf ediyorlardı ..2014

...sizi tanıyorum ama...dedi demedi , veya bir cesaret bulup gözlerindeki ürkekliği bir kenara atıp "..hocam beni tanımadınız mı ? beni ne zaman görseniz yüzümdeki çillerimden dolayı : " kızıma ne kadar benziyorsun derdiniz ..unuttunuz mu yoksa .." , hayır unutmadım tabi , ben de seni çok iyi tanıdım ....evet sen o öğrencisin , ben de tanıdığın öğretmeninim ..doğru evet .." , serin mi serin çok soğuk bir hava , gökyüzü sabah namazından beri kapalı mı kapalı bulutların ne yapacağı üç bilinmeyenli bir denklem gibi gri mi gri , yer yer siyah mı siyah , gün boyu hiç açmadı ve güneş hiç çıkmadı , gerçekten üşüdüm ve bu yüzden üşümüşlüğüm de yüzümde mutsuz çizgileri çoğaltıyordu ancak öğrencimin güler yüzü hal hatır sorması beni çoktan ısıtmış mutlu etmişti , bugün hep öğrencilerimle karşılaşma günü oldu , gülümseyen yüzleri ile bana huzur verdiler , mutlu ettiler , üşümüş mutsuz dünyamı neredeyse kendimi bıraktığım bir günde beni ayağa kaldırdılar ,..2017

....hep aynı pencere değil mi ? , evet başka bir pencereden bakmak doğru değil de ondan , onca kapı , pencere , köşe bucak var ama , ben bu pencereden boğaza bakmayı istanbul'u seyretmeyi , buradan hayata bakmayı seçiyorum , gizemli derinliği ve rengi ile büyülü olduğu kadar , her gün sanki bir başka coşku , başka bir aleme yolculuk yapar gibi hissediyorum kendimi , üstelik insanı sürükleyen farklı akıntısı ile boğazın şifa verici serinliğinin peşinden gidiyorum gibi hissediyorum kendimi , şu mavi muhteşem geçen boğaz , bana cennette akan tasviri yapılan ırmaklardan birini hatırlatıyor her zaman......2016

..ve çınar , iyi bir bakım görmüş , pedikür , manikür , saç ,bıyık , sakal ....vb , ve sahil cami'si de bundan nasibini almakta , bakım ve onarım çalışmaları sürüyor , başımın üzerinde uçuşan martılar şimdi bana bir mektup yollar , hayır atmasınlar bir mektup diye bakınıyorum , birazdan geçip oturacağım çınaraltına , hava açık mavi güzel serin durumlarında ...hafta sonu , mavi gökyüzü ve boğazın mavi suyunun ikiz kardeş gibi birbiriyle uyumlu ne kadar güzel iki farklı dünya olduğunu görüyordum bugün , boş bir masa buldum , oturdum , insanlar bu güzel havayı asla affetmezler istanbul'da , cıvıl cıvıl insan sesleri ve çocuklar ve martılar ve iskeleye ip atan vapurlar , bir kaç martı hiç ürkmeden korkup havalanmadan masanın önünden geçiyor , gözleri ile bakınıyor belki bir şey uzatır önüne atarım diye , ama elimdeki simit de çok taze ve çıtır ve sadece bir tane ve her bir susamına kadar acaip ihtiyacım var , çünkü çok acım , kilo vermek istediğimden kahvaltı öğle yemeği yemiyorum güya , ama iştahımı açıyor çengelköy çınaraltı sahil çay bahçesi...üzgünüm martı , sen biraz daha ilerle bak şu masadaki genç bayanlar bekliyordur seni , hem önlerinde çengelköy böreği var fazla fazla.....03.03.2016

...bahar geldiği gündü geçen yıl , bahçeye çıkılmıştı eş dost hısım , gözlerimde ilk kez bir gözlük vardı , geçen yıl bu zamanlar diye ferdi tayfur' un bir şarkısı olacaktı , müziği ve söylenme biçimi çok hoşuma giden şarkılardan biridir , kendimi gösterme tarzım geçen yıl bu zamanlar dedirten görünümümü arada bir tekrarlamak güzel gelecek , zannedersem iki yıl önceydi mutlu bir hafta sonu olacaktı ,bana bir gözlük verdiler , hem herkes garipsedi alıştılar tarzıma ,alışamadılar kah , yüzüne küçük düştü dediler biraz para harca yüzüne göre kalite bir güneş gözlük al dediler ve biraz gül dediler alnındaki sinir damarını da gösterme ,ufff onca söz şamata takılma beni gözlükten etti  , o gün bugün alışamadım gözlüğe ...2016

...ne zamandı , Zeynep kaç yaşındaydı , çok acıkmıştı ve acele etmeliydim , hava serin mevsim güz ızgarada balıklar dizili , ha bire çabuk olması için ateşi diri tutuyorum , doğrusu ben de acıkmaya başlıyordum , ah , iyi ki varsın çocuk Zeynep , sayende bak ben de balık yiyeceğim , daha şimdiden çabuk olsa da yemeye başlasam senden önce diye yutkunuyorum , bazen böyle oluyor en güzel anılar en güzel lezzetler beklenmedik oldukları zaman oluyordu yağmur yağacak durumu vardı yağmasın diye duaya durmuştuk sonuçta balıklar oldu toparlandık sofraya oturduk ve yağmurun sesi hışırtısı duyulmaya başlanmıştı...2016

...sabah yine erken gelmiştim , çay demlenmişti ama önce şöyle bir kahve içeyim dedim , açtım pencereyi temiz boğaz havasını çektim derin derin içime , biraz üşüdüm mü evet olabilir , henüz erken saati havanın ısınması için bir iki saat geçmeliydi , neyse kahvem de çok güzel olmuştu kimse yoktu öğrencilerden , fakat bir öğrencim "..hocam bakar mısınız " deyince merakla dönmüştüm , yine bir kargaşa bir huzursuzluk orantısız bir güç ortamı olmalıydı yerimden fırladım doğru sınıfa koşmuştum  , neyse ki çözüm kısa sürdü ,  kahve keyfim ve boğaz manzaralı huzurum , martıları izleme merakım iskeleyi gözlemek yanaşan ve uzaklaşan vapurlarla olmak alışkanlığım bugün çoğunu kaçırmıştım , manzarayı ve güzelleşen havayı da unutmuştum , oysa 08.15 vapuru uzaktan görünmüş çengelköy iskelesinden çoktan uzaklaşmış ve İstanbul gün ışıkları ile aydınlanıyordu ...2016

....açık güzel bir günün sabahı , öğrenciler derste , koridorun boğaza bakan penceresi bana ait gibi , kah böyle uzun uzun seyreder açık pencereden boğazın havasını içime çekerim , kah oturur bir kaç bardak çay içerim , bir gün belki bu pencereyi çok özleyeceğim bol bol tadını çıkarmalıyım diyerek her sabah bunu tekrarlıyorum , bazen martılar fark eder beni onlara bir şey atacak mışım gibi gözlerime baka baka önümden geçerler , ben de tebessümlerimi atarım sadece , benden bir yem yiyecek ikram görmeyince martılar bir kaç tur daha atarak  sahile doğru yöneldiler.. ..2016



11.12.2016

çengelköy/mustafa kaya

28 Ağustos 2020 7-8 dakika 164 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 3 yıl önce

    Dünde bırakamıyoruz bazı şeyleri işte acısı ve tatlısıyla hala bizimleler Kutlarım Mustafa bey