Anlar ve Anılar

"Anılar" deriz hep; anılarla yaşar, anılarla güleriz. Yalnız anlarımızın limanıdır belki de anılar; kim bilir?

Bazen Coşkun Sabah'ın sesinde gürül gürül akar ya; "Bu akşam içimde hüzün var / Gözümde canlandı anılar" der durur udun telleri eşliğinde. Sonra Mustafa Ceceli alır sahneyi billur sesiyle; " Anılar biriktirdim hep aşka dair / Sen gidersin aşk kalır diyor bir şair" der gönüllere.

Anlar ve anılar... Biri var olan, içinde bulunduğumuz zaman; diğeri geçmişe, belki de toprak altına gömdüğümüz yaşanmışlıklarımız, zenginliklerimiz.

Anlar ne kadar dar, ne kadar cimridir oysa... Belki bir nefes alımlık, belki bir göz kırpımlık; hatta yürekten gelen bir "tık" sesi kadar süreç. Fazlasını vermez anlar ki... Ne hasis bir çırpınıştır ömür denen deryada anların kulaç atışı.

Ya anılar? İster "Derya" de, ister "Umman"; hatta "Okyanus" de, çekinme ey insanoğlu. Cimri değil an gibi o; at kulacı boydan boya dilediğince. Yüz geçmişinde, yaşanmışlıklarında güzelce. Bazen bir tespih sesi eşliğinde, bazen hafiften gelen nağmelerin huzur veren dünyasında kaybol ve geri dön yerine. Korkma; kucaklar seni anıların.

Düşünürsek dünyayı ve dünyadaki gelmiş geçmiş insanlığı; yeraltı zenginlikleriyle kıyaslarsak ülkelerin; sizce hangisi daha bir zenginliktir insanlık adına?

Yer altından çıkarılacak üç damla petrolün bedeli milyonlarca can değil mi? Toprağın altından çıkarılacak bor madeninin bedeli henüz meçhulken üstelik... Oysa ücretsiz bize anılar. Bedeli hiç yok. İnsanları katletmeye bile gerek yok.

Her insanın yaşanmışlıklarından alınacak dersleri toplayalım büyük bir meydana isterseniz. Var mı daha büyük servet? Tecrübelerle, bilgilerle, deneylerle kim bilir ne petroller, ne borlar, ne uranyumlar, ne yıldızlar keşfedecektir bu cömert anılar.

"Hadi" desem şimdi, "Uzansın eller kaleme. Yazalım yazabildiğimizce tüm anıları" diye haykırsam, bilirim ki ben dâhil her birey üşenir ve ileride cesediyle toprağın altına yerleşir.

Bir yandan toprağın altının neresinde olduğu meçhul, yer üstüne çıkarmak için aranan yer altı zenginlikleri; diğer yandan yeri belirli ve toprağın altından artık çıkamayacak cesetler fakirliği...

Gömmeyelim asıl zenginliklerimizi dilerseniz sağlıklıyken. Yok olmasın bizler temelli giderken.

Karar sizin, bizim, hepimizin...

28 Mart 2017 2-3 dakika 45 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 7 yıl önce

    Ya sohbette dile dolanır anılar kah hüzünlü kah sevinçli ya da dediğiniz gibi yalnızlıkların dert ortağı olur yalnızlıklar

    Güzel bir paylaşımdı Turgay bey kutlarım👑

  • 7 yıl önce

    Bazen bütün duygularımı çamaşır sıkar gibi sıkıp atmak istiyorum. Bazen an'ın dudaklarında hapsolmuş, bazen anılarda kalan sözlerde özgı»r .... Bazen geçen günün bazen yarının ortasında kalmak... Bazen aşk bazen aşık ... Ama bazen dediğime bakmayın....

    Sanki içimin perişanlığına perde çekmeye çalışıyorum. Geçen onca zamana küsmek niçin? diyorum içimden. Oysa hayat kozasını patlatıp yapraklanmaya durmuş. Kendi seyrini belirlemeye ram olmuştu...

    An'dan anılara düşüyorum... Bazen şair ,bazen şiir oluyorum...

    Sevgiler