Annelik Senin Neyine

Yaşamın kıyısında yürümeye aday nice insan yavruları sessizce bir yuvanın soğuk duvarlarının arasına bırakılırlar. Anne olmanın sorumluluğunu ve baba olmanın erdemini taşıyamayacak derecede zayıf olanlar bu insafsızlığı yaşatırlar.

Küçük çocukların anne ve babalarıyla yürüdüğü sahil kenarında annesizliğin ve babasızlığın acımasızlığını küçük yüreğinde hisseden bir çocuğun neler düşüneceğini tahmin bile edemezler.
Geçenlerde şehir merkezine gitmiştim. İlçeye dönmek için dolmuşa binmiş arabanın kalkmasını bekliyorduk. Elinde sigarayla hamile bir kadın dışarıya çıktı. Kendi kendine söyleniyor, çocukların yurda geç kaldığını söylüyordu. Bir dahaki sefere çocukları kendilerine vermeyeceklerinden korkuyordu.
Kadın iki çocuğunu yurda teslim etmek için götürüyordu.
Anlamadım. Belki de anlamak istemedim.
Üzülmüştüm.
Kimin için olduğunu tam kestiremesem de daha doğmamış çocuk için olduğu izlenimi daha ağır basıyordu.
İki çocuğunun sorumluluğunu taşıyamadığı için onları esirgeme kurumuna bırakan bir anne yeni çocuğun daha hamisi olma iddiasında bulunuyordu.
Şaşılacak ve korkulacak bir hadiseydi.
Bir aile sıcaklığı veremeyeceğimiz çocukları dünyaya getirme hakkımız yoktur.
Anne şefkatinden mahrum bırakacağımız çocukların anneliğine aday olma hakkımız yoktur.
Vazgeçemediğimiz bir dakikalık zevk uğruna birilerini dünyaya kahır çekmek için getirme hakkımız yoktur.
'Bana iyi anneler veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim' (Napoleon BONAPARTE)
İyi anne olamayan, genelde iyi insan yetiştiremez. Annesizliğe mahkûm edilmişler, topluma savrulmuş mayınlar gibidir. Nerede, ne zaman, kimin elinde patlayacağı belli olmaz. Yapılan araştırmalarda dağılmış ailede ve iyi anlaşamayan ailelerde yetişen çocukların suça daha çok eğilimli oldukları gözlenmiştir.
Bir anne suç üretici olamaz. Olmamalıdır.
Anne terbiye edendir, tahrip eden değil.
Ey doğurduğu çocuklarını yurtlara, cami köşelerine, hastanelere bırakan annecikler!
Ey doğurduklarına sahip çıkmazken, yenilerine hamile kalan zavallılar!
Ey zevklerinin kurbanı şehvet düşkünleri!
Ey dünyaya gözü yaşlı çocuklar bırakanlar!
Senin, sizin hakkınız mıdır çocuk sahibi olmak?
Ne olur çocukları gözü yaşlı, yüzü mahzun, kalbi kinli bırakmayın.
Anne babalık en ulvi bir meslekken, anne baba olamayanlar canilerin en büyükleridir.
Çünkü onların yaptığı vahşet sadece kişiyle sınırlı değil tüm toplumu kuşatacak derecede büyük bir felakettir.
İzbe bir sokakta, bir mezarlık köşesinde,

08 Haziran 2015 2-3 dakika 59 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar