Araf

Özlemimin neye olduğunu bilemezken araftaki düşüncelerim, duygularımdan kalan son damlanın da akıp gittiğini görüyorum yeni aldığım bardaktan.Belki de çok önce takılıp kaldım bu hissizlik bataklığına,bilmiyorum.Bildiğim şey ne diye zorlarken felsefem mantığımı,isteksizlikle garip akşamlara gidiyorum.Gerçekten de gerçekle gerçeksizliğin karıştığı bir dünyada gördüğüm birkaç sahne huzuru izliyorum,bu da mı rol icabı diye düşünürken yorumsuzluklarla,ikilemlerim denklemlerimi sıfırlıyor.Köküm irreelleşiyor.Hayat negatif tarafa çekiyor kalan tek umudumu,hayatımı tek doğrulayanı.Anlamsız nesnemi ne zaman kaybettim diye düşünürken beyin görünümlü boşluksuzluklaşmaya başlayan felsefik saplantılarım,gerçekten de ağrısız bir ölümün daha hayali canlanıyor göz kapaklarımın arka tarafında.Bir kez ve bir kez daha sonuca ulaşamamanın verdiği saçma önsezilerimle ve bitmemiş çözümlerle bir sayfayı daha çeviriyorum uzayıp giden,istenmeyen hayat kitabemde.Ne kadar daha çırpınacağımı merakla sorgularken kendi kendime yaptığım tartışmalarda,her seferinde karşıma çıkan belirsizlikler beni tekrar başa,sonsuzluğa döndürüyor.Bu kısır döngünün sonuna tam geldim derken bambaşka bir araf buluyor beni.Ütopyalarım hayatıma yaklaştıkça sonsuzlukta boğulan çözümüm çözümsüzlüğe yaklaşıyor.Sonradan sonraya hayatımın başındaki eksiyi umutlarımın yardımıyla bir başka eksi görünümlü artıyla çarpınca anlayabiliyorum hayatımın grafiğinin de beni aldattığını.

Uçarken düşen bir tanımsız insansızlıkla dolu nefesim,arafta bir başıma bırakıyor beni.Gerçekliğin hangisi olduğunu düşünerek akıp giden hayatımı unutuyorum ve bir türlü göremediğim gerçek hayatı harcıyorum..

06 Aralık 2011 1-2 dakika 5 denemesi var.
Yorumlar