Asırlık Selvi

Bu sabah içim kıpır kıpır.Bahar mı geldi ne? Mavi demir takılmış odamın ,pencere önünde kıpırdamadan bekleyen yılların deviremediği kiraz ağacı.İçimde pıt pıt açan tomurcukların nedeni belliydi.Bahar gelmişti mevsime.Elimi uzatsam saçlarını yaklayacakmışım gibi bakıyordu mavi gökyüzü.Odama Güneş öyle narin süzülüyordu ki pencereyi yüzüne kapatmak içimden gelmedi..Ohhh mis gibi yağmurla ıslanan taze toprak kokusu.Derin derin içime çektim bu kokuyu.Çimenler nasılda ıslatmış her yerini.Ahh yaramazlar ah!. Suyu görür gormez dururlar mı!Hemen üzerlerini ıslatmışlar.Pencere demirini ellerimde sımsıkı tutuyordum.Bıraksam...Sanki bahar avuçlarımdan kayıp düşecekti. Uzun siyah saçlarımı rüzgâr savuruyordu.Onlarda baharı özlemişti.

Sonra ...Omuzumda bir el.''Hasta olmam ki '"diyen ben.Ne olursa olsun vazgeçmeyen annem.Belli ki kahvaltı hazırlanacaktı.Ama ben doymamıştım ki sabaha.O da haklıydı. Doyan insan ne yerdi ki sofrada.Büyümek için ballı sütü,yada yarı haşlanmış yumurtayı yiyemezdi elbet.Büyüyemezse annesinin düşlerine nasıl giderdi .Nasıl getirirdi kekik kokan yaylayı.İçinden sular akan köyüne annesini nasıl götürürdü?

Annemin bir kulağı yoldan saatte bir geçen otobüs sesindeydi.Kolay mı ?Yılların Selvisi anası gelecekti.Sofrada babamdan zorla istenen teneke peyniri,limonla tatlandırılmış reyhan ve kekik soslu zeytin,kabukları soyulmuş ,küçük küçük doğranmış söğüş domates.Aliminyum çaydanlıkta demlenmiş çaysa ocağın üzerinde duman duman tütüyordu.Tepsiye dizilmiş bardaklar misafiri bekliyordu.Dünden kalma kardeşimden köşe bucak saklanarak annemin zoraki ayırdığı yaprak sarmasının üzerine peçete örtmüştü annem.Aman kimse görmesin! annanneme kalmalıydı bu sarmalar
Annem bir mutfağın, bir benim odamın penceresine koşuyordu .Biraz ürkek ,biraz korkak.Ya babannem görürde bir şey derse!. Rahmetli babannemin pencere önü seyirleri pek meşhurdu.Sağında duvarda asılı duran Hacdan gelme saatine bakar, gelenin gidenin hesabını tutar ,sonra bakkal defteri gibi annemi borçlu çıkarırdı.Bu nedenle babaannem annannemin geldiğini görmemeliydi. Birden annem ayağına nalınlarını giyip takur tukur odadan dışarı fırladı.Yüksek duvarları olan mavi boyalı bahçe kapımızda, hatıraları gözlerinden saçılircasina annesini karşıladı

Annannem hiç eli boş gelmezdi. Almanyadan gelme çikolata getirirdi bizlere. Annanemin gözleri benim küçüğüm olan erkek kardeşimi arardı.Öper öper koklardı.Kardeşim şimdilerde kendine benzeyen oğlu gibi temiz yüzlü terbiyeli bir çocuktu.Ama gel gör ki bunlar kıskanmama mani değildi.Neden ben yolunu gözlerken annaannem önce kardeşimi öperdi ki.Hem ben yaz tatillerinde evini temizler her dediğini yapardım.Ara ara bu kıskançlık sözlerini anneme hala söylesem de ,o benim annemin asırlık Selvisiydi.Kaç yüreğe eli uzanmış ,kaç kırık kanadı sarmıştı.Tek başına omuzladığı hayat yolunda dedem suskunluğuyla yoldaş olmuştu ona .Daha onsekiz yasindayken kırk yaşında dul bir adama dayamıştı sırtını.Her yerinde hatıra kesikleri vardı.Şimdilerde görüyorum bu izleri.Annem hep görürdü .O yüzden kapı eşiklerinde annannemi hasretle beklerdi.
Aynaya her baktığımda annannem gelir aklıma.Başında ki örtüsüne kim bilir ne hayaller takardı. Hani verseler ruhuna her rengi giyecek kadarda gençti yüreği.Ama duruşu, konuşması ,komşularına sütlü kahve yapışı bile güzeldi. Küçücük mutfak balkonundan baktığım dünya sığmazdı içime.İlk sevdiğimi ona söylemiştim.''Ben sevemedim ,sevmek zorunda kaldım .Sevin ,sevilin ‘'derdi.O...o bambaşka biriydi.
Elim titriyor yazarken çok kişilik hüznü satırlara sığdırmak zor oluyor.Gözlerim doluyor.Ya annem...aklına gelince kim bilir yüreği nasılda sızlıyor.
Otobüs duraklarında ayaklarımı sallayarak ananneme götüren otobüsü beklemek...Lunaparkta atlı karınca sırası beklemek gibiydi.Dönüşler kötüydü.Lunaparktan çıkmak istemeyen çocuk gibiydi yüzümüz.
Yıllar çok çabuk geçti.Dayımın ağrıyan yerleri şimdilerde annesinin şifalı ellerini arıyor.Sağında ,solunda eksik nefeslerle hayatı soluyor dayım ,annem ve tüm kardeşleri.En çok küçük kızını severdi;annannem .Yıllarca hasret kalmıştı kızına.Okuyacak adam olacaktı . ‘'Anam offf...''deyince önce o imdadına koşacaktı. Olduda. Son nefesinde o yanındaydı.Elleri elinde ,gözleri gözünde ,oğlu gurbette ,tek gözü açık gitti.
Her şey istediği gibi oldu.Bir Cuma günü hayata gözlerini yumdu.Kurumadı o Selvi her gün icimizde yeniden yeşeriyor.Dua dua yükseliyor.Rüyamda babaannemle komsuymuş cennet bahçesinde
Sen rahat uyu Asırlık Selvi.
Hatıraların hep içimizde...

04 Nisan 2016 4-5 dakika 8 denemesi var.
Yorumlar