Aşk Literatürü

İlk defa birini sever gibi sevmiştim seni. Kesilmek üzere olan su damla damla, azar azar bitmek üzere olduğunu kanıtlarcasına damlar ya hani; bitmesin diye bu aşk, kısacası her gün seni kaybetmekten daha çok korkarak, yarınlarıma da saklarcasına azar azar sevmiştim seni. Göğsüme dokunduğumda kalbimin en derin köşesinde seni hissedemiyorum artık. Nefret edeyim diyorum ama nefret edemem. 'Sevmedim hiç' yok, hayır, bunu hiç söyleyemem. Bir zamanlar seni seven o kız şimdi çoğaltıyor seni, başkaları sevsin de kendisinden alsın diye... Azken de kendisine kalamamıştın zaten.

Birini hasrete meydan okurcasına sevmek ne demek, bilir misin? Sağımda, solumda, dört bir yanımda sana dair hasretler sarıyorken beni, her an seni sevmek ne demek, sen bunu bilir misin?
Artık gidebilirsin, artık gidebilirim, gidebiliriz demeyeceğim. Gitmek hep gelmekmiş benim aşk literatürümde. Bunu yapmayacağım. Yolun kime çıkıyorsa, kimi adam gibi sevebiliyorsan orada durabilirsin. Benim duraklarımın hiçbirinde 'aşkın müsait bir yerinde' deyip de durmadın, yağmurda, karda, çamurda her daim bekledim. Sonunda otostop çekmek istedim nefretlere, durmadılar, nefretler bile beni almadılar, öylece kalakaldım kaldırımın senli izlerinde. Yürüdüğün de yoktu ya hani benim kaldırımlarımda, benim adımlarım senin adımların gibiydi sadece. Ellerim, bacaklarım, aşk damarım bile sana aitti, sendi sanki hepsi.

Çok başka bir sevmekti sana hissettiğim. Geriye dönüp baktığımda diyerek cümleler kurmayacağım. Çünkü bir daha ben asla senli geçmişin içinde kalmayacağım. Üzülürsen çok, bil ki rabbimin ilahi adaleti tecelli etmiştir, ah etmem sana ama; gören zulmedenin hakkını vermiştir.
Mutluluktan ölür gibi hissetmiştim ilk defa sende. Zaten ilklerin hepsi sendeydi, bakma öncekiler faslına geçtiğime. Senden öncesi yoktu, senden sonrası olacak. Benim de çok sevdiğim biri olacak. 'Aşk bu, biri gider, biri gelir unutulur elbet' demeyi öğrenecek yüreğim. Onun gözlerine baktığımda kalbimdeki muhteşem yaram da unutulacak. Seni yitirsem de, mutlu olmak inancımı yitirmedim. Aslında sana bir sır vereyim mi? En çok yitiren sendin. Ben seni namuslu bir aşkın namuslu kızı olarak sevdim. Ben seni kendimden bile saklayarak sevdim ama verdiğim sözleri tutarım ben. 'Ağlamak yok' dediysem ağlamak yok demektir. Bak, senin için tek bir damla yaş bile akmıyor artık gözlerimden. Gönlümdeki yaşları sorarsan, yüzmeyi rahatça öğrenebileceğin bir havuz var sanırsın. Ama sen bunların hiçbirine değmezdin. Sevilmeyi hak eden parmak uçlarımdaki harflerime dokunmak yerine gönlüme dokunmaz mıydı ki?

Hiç beceremem mutluluk rolü oynamayı. Zaman lazım, zaman... Geçmesini isteyene, bitmesini bekleyene yalnızca zaman lazım... Unutulur her şey ölümler gibi unutulur. Göçüp gitmeden ben fani dünyanın fani aşk rüzgârından, esen yelimin sen olduğunu bilmeliydin. Bildin de. Bilmek buydu işte! Bile bile bitirmek...
Biteceğin yerlerde kal, bir daha adını dahi duymak istemem. Korkarım. Akmaması için yemin ettiğim gözyaşlarım hatırlatırlar yoksa kendilerini, ben bundan korkarım. Bir daha adını dahi duymak istemiyorum. Sökebilseydim kalbimi, öncelikle seni içimden çıkarırdım. Zaten sen içimden gittikten sonra kalbimi sökmesem de yaşamış olmazdım...

11 Aralık 2014 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 9 yıl önce

    Hüzün dolu bir yazı baştan sona. Sevilen yürekten çıkmıyor da hayattan çıktı mı insan pek bir dokunuyor yaşananlar. Daha sonrası göz yaşı ve ayrılık acısı hep içimizde kalacak olan...👍😅👍

  • 9 yıl önce

    Teşekkürler.

    Saygılar...