Aşk Özgürlük Verseydi

Bugün dünden iyiyim henüz sabah , akşama kadar ne fırtınalar eser bilinmez . Bir türlü adı konulmamış mevsim gibi . Aslında sabah uyandığımda gözlerimdeki durgunluğu hissetim adeta gözlerim açılmak istemiyordu , hiçbir şey görmek ve duymak yinede iyiyim diye avunayım .

Aslında canı cehenneme beni onun herkesin . Suskun , sabahlar ve belirsiz yarınlar . Hayır hayır belirsiz yarınlar değil . Öyle olsa güzel şeyler beklerdik . Belli bir gelecek bugünden pek farklı olmayan . Belki biraz daha yorgun , biraz daha bitik .

En çok onun canı cehenneme görüntüsünü aklıma getiriyorum da ( ipucu yok ) Ondada aksayan bir şeylerin izleri sanki hasta gibi . O hiç bir şeyi kaçırmayan dikkatine ve sohbetine rağmen . Yüzündeki izler benden beter . Bazen bazen yitip gidiyor . Eskiyi anlatırken diyorum ki bu niye eskiyi anlatıyor ve mutlu oluyor . Yaa bunun bugünü dahası da belirli tahmin edilebilir olmasa da geleceği yok mu ? Aksayan bir şeyler var . Bana güven vermeyen bir şeyler . İyi de bana ne bundan , derseniz bırakın diğer şeyleri ben bir sanatçıyım çözüme ulaşmam tahminler yürütmem yargılamadan , abartmadan gerçeği yansıtmam gerekli niye her şeyi anlatıyorsun derseniz en azından işimden bir sonuca varmam gerekli . Hep derim ya ayrıntıları yazarım ben ayrıntılara inmeyin . Bu konuda bu hakkım yok . Neden mi ? Bir nedenim var tabi mantıklı veya mantıksız . Bir sürü sebepleri .

Acımıyorum ona merak etmeyin canı cehenneme dedim ya hem anasının gözü bazı yaptıkları şeyleri anlatıyor önemsiz şeyleri gözlerim açılıyor . Bazen gülmemek için zor tutuyorum kendimi bazen sinirleniyorum sinirlendiğimi belli etmemek için çaba harcıyorum . Bazen de hiç önemsemiyorum . Kızmayın bana . Belki bir eleştirmen olsam bunları okusam kızardım . Ne gözler belli ne görüntüler . Gölgenin bile daha çok yansıması olur . İsimler yok . Karakterlerin belirgin özellikleri ayrılmamış konular labirent gibi olmasa da her yanlarından ayrılmış koparılmış gibi .

Tut ki bağlayasın düğüm attım diyorsun bakıyorsun yine kopuk . fazlasını da söylerdim ama . Bu kadar kendime eleştiri yeter .

O kopuk ipleri birleştirdiğimizde birleştirmeye çalışırken ben ve daha sonra sizler özenle dokunmuş bir halı gibi , açılıp kapanan gökyüzü gibi ; hayatın akışında bir şeyleri yakalayacağız . Gerçek olan bir şeyi somut olmasa da aşkı hissedeceğiz mesela , mesela sabrı kanıksamayı öğreneceğim belki . Aşktan nefret ediyorum demiştim .

Bugünde diyorum . Özgürlüğü hissetmek istiyorum . Aşklar beni özgürlüğe kavuştursaydı yüreğimi uçursaydı böyle söylemezdim belki hala aşktan nefret ediyorum . Ondan da mı ? Ne alaka ne suçu var adamın .
Benim aşkımdan sorumlu değil o . Bende sorumlu değilim , bende ondan .

Aşk ortalıkta uçuyor benim yüreğimi vurup vurup duruyor .
Oklarıyla onun yüreğinde ne var bilmem . Ne sormaya nede uzanıp bakmaya niyetim var . Yeter ! Yeter !

24 / 6 / 1998

(Aşk özgürlük vermez doğrudur.Aşkta nefret yoktur .Aşkta nefret sözdedir ,özde olmaz.)

24 Ekim 2011 2-3 dakika 27 denemesi var.
Yorumlar