Aşk'a Mektup 2

Uzaktan bakarsan bir gölge, yanıma varırsan bir ceset olmuşum. Issız vezinsiz kalmayı tercih etmiş gibi alıp götürmüş mevsimler beni. Aşığını bekleyen maşuklar gibi küf tutmuş ciğerlerimle sabit beklemekteyim. Korkularıma set çekerek cennet kokulu yari özlemekteyim. Bir o çözer taşlaşmış bedenimi. Bir o üfler ciğerlerime nefesi. Bir o sunar ellerinde sıcacık tıp tıp atan yüreğini.

Canıma can, kurumuş dallarıma bahar, düşlerimdeki beşiği sallayan yar, bu bedene olacak kan. Teselliye muhtaçlık kalkmış. Terk edilme korkusu üzerimden alınmış. Yüreği benimle pare pare yanmış biri olmalı. Dünyayı yok saymalı, ateşi eline almalı, gözyaşımı silmek için her daim yanımda kalmalı. Ben taş gibi karşısında dururken o uzanıp yüreğimi yerinden almalı. O yüreği kendi yüreğinin yanına koyup alev alev yanmalı. Ve bu yangın ikimizin cenneti olmalı. O söylenmemiş söz dile alınmamış sır gibi damarımda kan olmalı. Beni o halvetten alıp insan yapmalı.

Hayat gecesinden göğsüme düşmüş bir şebnemle güller açmalı. Güneş ilk defa doğuyor gibi yeryüzüne gözlerim kamaşmalı. Bunca yalnızlık, çile ve ızdırap toprağa düşen göz yaşımda kalmalı. Zamanın açtığı yaraları tel tel yar sarmalı...

Ey Aşk! Sensizliğe katlanmışken bunca zaman bırakıp gidersen beni bir gün söyle de git, hangi çarmıha gerilmeli bu beden.

23 Mart 2013 1-2 dakika 4 denemesi var.
Yorumlar