Ata'sız Sözler - 6

Bu yazıda, 'Ateş düştüğü yeri yakar' olarak ifade edilen söz hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım.

Söz konusu cümlenin gerçek anlamının tamamen doğru bir tespiti anlattığı, ancak, toplumsal bir konuya değinmesi açısından düşünüldüğünde ise yanlış anlamalara ve değerlendirmelere sebebiyet vereceği açıktır.

Tabii ki, ateş nereye düşmüşse orayı yakar ve küle çevirir, eğer müdahale edilmezse... Müdahale edilmesinin ön şartı olarak da başka yerlere ateşin sıçramasının önlenmesi söylenebilir.

Şimdi, bu sözün neden yanlış olduğu veya kullanılmasının neden doğru olmadığı kanaatini pekiştirecek örnekler vererek konuyu izah edelim.

Şöyle ki, içinde yaşamakta olduğumuz toplumu bir ormana, aileleri ağaç kümelerine ve bireyleri de ağaçlara benzetirsek söz konusu sözün neden yanlış kullanıldığı anlaşılacaktır. Ateş ormanın neresine düşerse düşsün kısa sürede yayılarak ormanın tamamını küle çevirmesi mukadderdir. Yani ormanın herhangi bir ucundaki ağaç kümelerinde çıkan yangının veya ormandaki bir ağacın içten içe yanmasının önlenmemesi durumunda, zamanla yangının bütün ormanı kaplayarak alevlere esir edeceği ve küle çevireceği bilinmelidir. Aklı başında olanın da bunu böyle görmesi gerekir. Beni ne alakadar eder başka yerdeki yangın diyerek kulağımızın üzerine yatarsak veya o yangının buraya ulaşması çok zor şeklinde akılsızlık yürütürsek neticesine de katlanmalıyız. Bir ters rüzgar eser alev parçasını alır tam tepene bırakabilir. Tehlikenin gelmesi her an mümkündür. Eğer tedbir alınmaz müdahale edilmez ve o ateş sanki kendi ocağına düşmüş gibi kabul edilerek gereği yapılmazsa sonuç kaçınılmazdır.

Daha somut örnekleme yaparsak; teröre evladını kurban veren bir aileyi duyduğumuzda 'vah vah ocağına ateş düştü, neylersin ateş düştüğü yeri yakar' deyip normal hayatımızın debdebesine devam eder, umursamaz bir tavır takınırsak, bir gün gelir, aynı ateş senin de evinin tam orta yerine düşebilir.

Oysa, bizim toplumun, bizim milletin kültüründe dertleri paylaşma ve paylaştıkça sıkıntıların azaldığı anlayışı hakimdir. Neme lazımlık bize göre değildir. Millet olmanın gereklerinden biri de dert ve kederde birlikteliktir.

Nerede yardıma muhtaç veya nerede sıkıntı içerisinde olan birini görsek kol kanat gerer ve üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışırız. Ağlayanla ağlaşır, dertli ile dertleşiriz.

Ezcümle, ateş düştüğü yeri yakar sözünün bize uyarlanmış hali 'ateş nereye düşerse düşsün bizi yakar' olmalıdır. Kalpler aynı attığı müddetçe, kederler paylaşıldığı sürece ve eller hep beraber aynı Yaradan'a dua için açıldıkça; İnşallah bu milleti top da, gülle de sindiremez ve birlikteliğini, huzurunu bozamaz.

Nisan, 2012.

30 Nisan 2012 2-3 dakika 35 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Okuyup düşünen beyinlere teşekkür ederim...Okumayana etmem!