Ayazlı Geceler

Ah ayazlı geceler... Hele kış geceleri, çok uzundur. Yalnız ve soğukta soluk alıp veriyorsa... Vakit yavaş işler; yerin yurdundan uzakta isen... Şehir ayazlı gecelere bırakmıştır kendini kuzeyden esen sert poyrazla... Çelimsiz yüksek binalar üşümeye başlamış şehrin yapay ışıklarında...

Gecele uzundur, ayazlı geceler daha uzundur şehir gürültüsünü terk etmiş ayazın gökyüzünden aşağı sokaklarda yol bulur, bedenlere saplanır. Vücudun en zayıf yerinden işgale başlar keskin soğuğun dokunuşuyla. Damarlarda dolaşan sıcak kana set olur titreyen vücudun organlarına...

Kimsesizlerin soğuk beton üzerindeki yırtık kartonlarını deler, alışık bedenlerin çevresinde... Ağızdan sıcak buharı deler maksimum şiddetinde... Ayazlı gecelerde gözler ağlamak istemez, akan göz yaşı üşümesin sıcaklığını terk etmesin diye... Efkârını masada dağıtmış; atar kendini ayazın kol gezdiği sokak aralarına... Atar nidalarını kıvrım kıvrım tüten sigara dumanının altında, dengesiz yürüyen ayaklarında, oylum olan dönen başında...

Yıldızlar belirgindir gökyüzünün uzağında... Tan vaktinde tavan yapar eksilerin dibinde... Dışardaki canlılar esir olmuştur, ayazın etkisine... Ateş korkar, ayazın yaklaşmasından ... Pencereyi tıklamıştır bir boşluk peşindedir ufacık bir boşluktan içeriye süzülür, pencerenin en kapalı yerinden tırmalar pervazları görünmeyen sesiyle...

Ayazlı gecelerde kaldırımda adımlar hızlı atılır, büzülen bedenle... Etrafta hareket azalmıştır, köpeğin kediği kovaladığı köşe başında... Bıçak gibi keskindir her dokunduğu tende, toprakta ve betonda... Bekleyen gözler, bakar pencereden ayazın dem vurduğu mekâna derin ve sisli... Gözyaşının daha kıvama gelmediği sıcak bir zamanda... Sıcacık koltukta üşür dışarıya her istem dışı bakışında, yalnız yürüyen gölgeleri gördüğünde, ayazlı gecelerde dışarda köpekler meydan okur; zayıf kedilere bir parça kemik kavgasında...

Ayazlı gecenin tam ortasında ezan okunur minarelerden... Soğuk suya dokunur eller ve yüzler bedendeki kalbe dokunur, titreyen canı ısıtır, seccadeye varan baş seccadeyi ısıtır. Ayazlı bir gecenin sabahın da uyanan beden ısınır.

Şehrin ışıkları birer birer yanar mahalledeki hanelerde, dumanlar kıvrım kıvrım tüter bacalardan yukarıya yükselir gökyüzüne... Mekânlar ayazın buzunu kırar, hayırlı sabahlarla güne 'Bir merhaba' derken. Ayazlı gecelerin ayazlı gündüzlere bıraktığı arka sokaklarda hayat devam eder, derme çatma yapılmış kartonlu evlerde ayazlı geceler yerini ayazlı güne bırakmıştır.

Parlak ayazlı gecelerde yazılar sıcacık ellerle dem vurmuşken, üşüyen titrek eller ağızdan çıkan buhardaki sıcakta teselli olmanın mücadelesi içinde..!

22 Ekim 2018 2-3 dakika 34 denemesi var.
Yorumlar