Ayrılığın Adımları

Usul usul yaklaşırmış ayrılık, koskoca sevgi deryasından küçük bir acıdan sızarmış sinsice. İnce bir yoldan geçip de yüreğin en derin köşesine yerleşirmiş. Önce ruhun üşürmüş sonrada bir hüzün yorarmış ruhunu sebepsiz. Nedenini bilmediğin bir ateş-i süzan kavururmuş yüreğini. Gözlerine hüzün misafir olurmuş. Güneşli sabah da bile karanlık gelirmiş. Üşürmüş yüreğin, sana nağme gibi gelen yarin karanfil sesi tırmalarmış kulaklarını. Onun o ahu gözleri, sabahları ışığın olan, yaşama sebebin olan gözleri her bakışta karartırmış dünyanı. Yaşama sevincin, umudun bir kurşun gibi acıtırmış içini her seferde. Onunla geçirdiğin her an sana önceleri az gelirken, onsuz nefes alamazken, artık onla olmak canını yakarmış, nefesini tüketirmiş. Onla geçirdiğin ömrünün çiçekli baharlarına son bahar dadanırmış. Birer birer solarmış yaprakların. Hüznün rengi sarı olurmuş. Dökülürmüş günden güne o yapraklar, o yapraklarla sen de, ümitlerinde, hayallerinde, yarin de düşermiş. Onlar parçalandıkça sen de parçalanırmışsın. Bir hastalık tutarmış ağaçların, kırılırmış dalları. Yüreğine, gönül şehrine bombalar yağarmış. Boynunu bükermişsin. Sonra kış gelirmiş, talan olurmuş, ağlamak istermişsin göz yaşların donarmış içinde. Sonra zaman çıkarmış sahneye. O sana yaklaşmaya çalışırken sen dikenli teller koyarmışsın araya. Zehirli bir sarmaşık olup da hem onu, hem de kendini zehirlermişsin. Onun canı yandıkça, ağladıkça gözleri taş kesilirmiş yüreğin. Sahte gelirmiş göz yaşları. Sonunda pes edermiş sevgili, ama yine son bir şans verirmiş aşka çaresizce. Dur demeni beklermiş umutlu gözlerle. Ne fayda, donarmış ayakların, mühürlenirmiş dilin, arafta kalan aşık misali ne cennette gül olayı becerebilirmişsin, ne cehennemde kızgın kor. Susarmışsın, başın öne eğilirmiş. Bir yıldız gibi kayıp gidermiş gözlerinden. Koskoca bir keşke yazılırmış hanene. Bir an teklermiş kalbin, kanadığını hissedermişsin. Sana kalbinden bir şey kopmuş gibi gelir. Keşke diye durmadan bağırırmışsın. Keşke, keşke dur deseydim! Binlerce kez, semaya yükselirmiş binlerce kez acın. Üç şey kalırmış sahnede, koskoca bir pişmanlık ve iki yaralı yürek ile ayrılığın içleri parçalayan acı kahkahası.

18 Mayıs 2013 2-3 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar