Bacak Arası

Biraz gerilere gidecek olursak çocukluk yıllarında mahalle arasında, boş arazilerde oynanan futbol maçlarında sıkça kullanmasak ta revaçta bir argo terimdi futbol adına. Top herhangi bir oyuncu çalımlanırken bacak arası yapılmış, yani top geçirilmişse bacak arasından, o oyuncu biraz madara olmuştur vesselam.

Arap atasözü, la temsil vela teşbih. Yani benzetmede hata olmaz. Üç yıla yakındır devam eden uyduruk ve kanlı bir savaş. Kimin savaşı peki? Adını koyan yok. Bizimkiler zalim diktatör halkına zulüm ediyor, kan akıyor, insanlar ölüyor teziyle bu savaşa abisinden yardım isteyerek kıyısından dahil olma heveslisi. Girip vur hadi, devir zalimi! Yemez ki! Bu ülkenin savaşmak gibi bir sorunu yok ki 2.Dünya Savaşı'ından sonra. Hep piyon hep payanda olmuş ona buna. Şu anda bizim iktidar tam anlamıyla mahalle maçında bacak arası yemiştir.

NATO'ya girme uğruna Kore, göze girmek uğruna çöllerde, gizli saklı vaadler ve ufak yemler için şuraya buraya yollanmış sözde BM askeri gücüne destek veren Mehmetçikler. Bir örnek mi? Hindukuş Dağları'na kadar giden Mehmetçikler mesela. Kim için? Sözde Taliban'ın şerrinden, iç çatışmalardan korumak için Afganistan'ı.

Hiç birinin sağlıklı olmadığını zaman gösterdi. Çünkü politakayı biz belirlemiyoruz. Türk iç ve dış siyasetinden danışman ve baş danışman kavramları çıkmadıkça bu sorunlar bitmeyecektir. Padişah yanıltan ikbal ve menfaat hastası vezir ve paşalara benzer bu adamlar. Madem baş danışman belirliyorsa başbakanın ne görevi var.

Savaş her şekliyle kötüdür. Suriye savaşını isteseydik ne başlatırdırk ne de bu kadar uzun sürerdi. Uzaktan bakıp maval okumuyorum, beylik sözler de etmiyorum. Dün akşam iki Suriyeli Türkmen aile çocuklarıyla beraber misafirliğe geldi. Çiğköfteyi güzel bir tanışma vesilesi eyledik güzelce. Bizden farkları yok; Türkmen aile bunlar. Bizim kafamızdaki soruları onlar da merak ediyor. Bizim iktidarın tutumunu soruyorlar bize. Tuhaflığa bakın!

Savaşı başlatan bitirmiştir. Biteceği belliydi. Yıkılmadı zalim dedikleri. Çünkü o sıfatı bizimkiler koydu. Şimdi kucaklarında bir yığın günah. Uçak düştü, İsrailli vatandaşlarımızı öldürdü, sınırlar kefgir misali, PYD miz oldu, Hizbullah komşumuz oldu, El Kaide'nin eli her yerimize uzanır vaziyette. Bacakların arası namus sayılır sanırım her din, her kültür ve her millette... Bize bu delik deşik vakaları yaşatan her kafaya lanetler olsun yüz bin kere...

Hizbullahçılar sınır boylarından geçip gitti, El Kaideciler geçti. PKK'nın elemanları gitti. Kim için Esad'ı devirmek için.

Esad'dan önce yapılması gerekenler vardı oysa iktidarınız süresince elzem ve acilen. Şimdi manası da kalmadı geçip gitti gündemin yoğunluğunda.

1- Çuval geçirme olayı. Aradan yıllar geçti, şerefsizliğin silinmesi asırlar sürer ve karşılık verilmedikçe sadece unutulur ama çıkmaz izi lekkesi.

2-İsrailli gemiye inip öldürdü insanlarını. Hani karşılığı nerede?

3-Yok yere dahil olmak istediğimiz savaşın sonucu uçağımız düşürdüler yok yere. Hani misilleme nerede?

4-PKK nın şımarıklığı bölücülükten özerkliğe geçiş arafesinde, hani önlem ve eylemin nerede?

5-Dört ayaklı büyük Kürdistan kurulmak isteniyordu, şimdi kuruluyor PYD -Barzani önderliğinde. Tedbir nerde, eylem nerde?

Hepsi bir yana PKK denen pislik yapılanma G. Doğu'da insiyatifi ele almış durumda. Duymazdan ve görmezden gelen herkes ihanettedir vesselam...
Bu günkü medya ve yönetenleri, onlara hükmeden devlet ricali de en ağır vebal ve ihanettedir...

Bunlara karşın bağır-çağır nutukla vicdan sömürmek mağduriyet edebiyatı ile olmuyor. Doğru yapsaydık doğru sonuçlar alırdık. Yanlıştan dönmek fazilettir. Lütfen bu yanlışlardan dönelim.

Sayın başbakan sizi seviyor ve oy da veriyorduk. Konuşurken dinliyor, haksızlığa uğradığınızda üzülüyorduk. Artık bunları hissetmiyor ve yapamıyoruz. Tek sebep etrafınızdaki yanlış adamların size yaptırdıkları yanlışlar ve sizin yanlışta inat ve ısrarınız...

TEKRARDAN SEVİLMEK VE BU ÜLKENİN TAMAMINI KUCAKLAYAN BİR İNSAN VE BAŞBAKAN OLMAK ELİNİZDE...

Vurduğunuz adamı düşüremezseniz o daha bir güçlenmez mi? Güçlenir. Baş danışmanlarınızın başını alın da başınız rahat eylesin...

Allah'ın dediği olur sözü hemen her yerde asılı olan bir millet değil miydik! E artık öyle olsun.

10 Eylül 2013 4-5 dakika 38 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Bilenden konuşuyor Allâhım, bilmeyende Sen bu bacaklı kuluna biraz basiret nasip eyle...