Bağıntı - 2

Yani toplumdaki giyinişin, topluma karşı sorumluluktu bir taşınması vardır. Oysa inanca dek taşıma giyinişin ve eylemlerin, topluma ya da bir başkasına hiçbir gretirisi, götürüsü yoktur. Halbu ki o gün sizler, örtünmüşseniz ya da örtünmemişseniz; bu açık kapalı tavrınızdan ötürü topluma denk düşer bir aksamaya ilişkin, hiçbir mesaj alamazsınız.

Sizin pilot giysisi içindeki görünüşünüz keyfilikle ve inanç nedeni ile değil de; nesnel nedenlerden ötürü, toplumsal bir ilişkilenişe denk düşer olacağından; eğer o gün pilot giysisi giymemiş iseniz toplum bu eylemden bir boykot mesajı alır ve kaygılanır.

Hatta o gün uçakların kalkmayacağını, uçaklarla yürütülen işlerin arap saçına döneceği kaygıları başlar. Aksamaların, topluma çok zararlar verceği aşikardır. Sizin kilisede mum dikmeniz ya da örtünmeniz, toplumu etkileyen bir anlayış ve sorumluluk değildir. Kimseye fayda vermez. Ancak inanca dek, Tanrı'ya dek bir sorumluluk anlayışınız olacakla, özel yaşamda hoşgörüce edip, yaşanır.

Hatta bireyler isim ve iş kokartlarını üzerinizde taşımaları dahi ön görülüşle biyolojik kimliklerinizi tanıyan sistemler içinde topluma girersiniz. Bunların bir insan hakı olup olacağını; ya da toplumun demokratik bir tavırı olup olmayacağını düşünen, bir yargı içine koymak, aklen malüllüktür. Ancak bu kullanımların, aksayan; öznel amaca kaydırılan, zararlı olan yanları demokratik tavırla tartışılır; sürdürülür; veya sürdürülmez; veya rehabilite edilir oluşlarla, sürdürülebilirliğine kararlar verilir. Demokrasi, sistemin nesnel işleyişinin; toplumdaki yetkilenmelerden ve kurumsa aidiyetliklerin; öznelliklerden kaynaklanan menfaati ve topluma yabancılaşma içeren tutumdu tıkanmalarına karşı, toplusa sürdürülür oluşun, devamı için vardır.

Demokrasi, toplumsal hayatın kimi girişen zorunluluklarını içerir bir talepleşilmenin otoritelerce de cari kılınışıdırlar. Yönetilir olmanın aidiyetçi talepleşilme ve sınıfsa durumun iş hayatı içinde ortaya koyduğu çatışmacı durumların, uzlaşışlarla düzenleşilen, yöneten yönetilen arası yasal girişmedirler.

Örneğin; çalışan, çalıştıran arasındaki istekleri, tarafların daha çok (çalışan kesimin) açıkça, yasalar güvencesinde ortaya konabilmesidirler. Ve ortaya konan bu karşıt taleplerin karşılıklı uzlaşılmayla aşılmasıdır. Otoritenin yaptırımcı olan işleyiş gücünden dolayı, yürütmenin demokratiklik bekleme gibi bir tavrı olamaz. Buyrulan yaptırım gücünün ancak, uygulama içinde girişmeli ve demokratik tutumlu düzenleşilmesi olur.

Yani yaptırımların; görev, yetki, yetkilenme gibi hak ve sorumluluklar olacağına değin konu; çokluk olacakla ele alınıp, tekrar teklik olacakla anlaşılır, uzlaşılır ve aşılırlar. Bunun felsefedeki anlamı çokluğu birlik, birliği de (uygulayımlar girişmesi olacakla) çokluk kılar bir döngüsel dinamikliktir.

Buradaki olup biten, bir girişmenin sosyal ve yasal güvencelerle çoklaşabilmesi, kural ve kaidelere bağlanıp, belli düzen boyunca, yürürde kalmasıdır. Bu düzenlilikler sizin; görev hak ve sorumluluk alanlarınızdırlar. Yani demokrasi, bir kaos çıkarma ve düzen yaratma ilişkisidir. Nesnel oluşa değin sağlaşılan kullanım ilişkilerinin; öznel-öznel; öznel tüzel nesnellik (otorite merkezi, hukuk gibiler) arası girşmelerdir. Ve çoklaşmanın da bir zaruret olacakla, birlik olurla aşılmasıdır. Tartışmalar; diyalektik girişmeler güvencesiyle, ortalamalaşan bir yürürde olmanın sonucunu da koyabilmesidir.

Zaten zaruret olmayanın birliği ve çokluğu gerekmeye bilir. Bunlar bir niceleyiş bir beliriş aksamı olacakla giderekten akıl edilen ve demokratik yollarla aşılan durumlardır. Demokratiklik; eğilimce girişmelerin yasal olacakla ele alınır olan serbesti girişimidir. Bu haliyle demokratik tutum , sosyal yaşamın hoşgörüce tutumu olan alan konusunuda içerirleşmektedir. Çünkü bu alana ilişkin alan çatışmaları da, topluma müracaatla, toplum yasası içinde aşılır.

Demokrasi; nesnel olgulaşmalarla, öznel olayları yanaştırır. Üretim ve tüketim zinciri içindeki sağlayışlarınızın koşullarına ve sağlayışlarınızın elde ediliş biçimine, bakıştır. Zincir aksamalarına olan bireydi tepkilerle; gerek kurumlar arası denge ve gerek otorite ile karşılıklı düzenleşme ve düzenleştirmelere, zorunlu talep ve cevap olurluğun beliriş girişmeleridirler. Zincir sürecindeki kullanma ve kulandırtmaya değin gerçekleştirmelerin, bir seyrediş argümanıdırlar.

Öznel insanın hırsları, istek ve tahammülsüzlükleri, bağırmaları, dediğim dedikçi gibi özneye dek olan, ruhsal tavırları dahi yumuşatılarak; toplumun zorunluluklarını, diyalektik tartıştırıp; toplumun önüne tekil çözüm süreci uygulayımı olacakla dahi olurla, gelişmenin girişilebilir süreçleri boyunca olan uzlaşının yürüre konabilmesidir. Demokrasi, değişirliği içerebilmenin; saltıkçı olmayanın öncel kabulcü, tartışılabilir siyasasıdır.

Toplumsal gelişmeyi; toplumsal üretimi ve toplumsal yararın dinamizmine değin girişir olan manzumeleri içermeyen; ve yine toplumsal bölüşüm ve toplumsa refahı ve toplumsa kullanımdı yarar destekleri olmayan değişebilirlikler; toplumsal demokrasi kapsamında değildir.

Bu hali ile pulural olan toplumsa katılımlı düşünmelerin ortaya konmasıyla olan talepleri, anlayışla değerlendirmedirler. Demokrasi (güce, otoriteye karşı), bir talep oluşturulması ile başlar. Ve talebin zorunlulukla kaale alınması (yasal kayıt) ile süreçleşir. Süreç diyalektik oluşla, taraflarının, ortalama çevresindeki bir noktalar kümesi uzlaşılarıyla; aşılmasıdır.

Çoğulcu uzlaşı olmayan kimi olgunlaşmamış konular da, gelecekte geçici anlarıyla sosyal yaşamın, öznel belleğidirler. Her iki yapı içinde kendilik gelişme ile nicelenişler, gelecek içindeki sosyal ve toplumsal çevrenin gereklerine denk düşer olacaktır.


Örneğin; geçmişte mekaniğe ve buhar gücüne ilişkin tartışılan ve uzlaşılamayan konular, toplumun daha çok üretim yapma ve ürünü hızla nakletme ihtiyacına denk düşüşle ve bu alanda kullanılması ile uzlaşı sağlanmış ve aşılmıştır. Artık mekanik ve buhar gücü bu temel üzerinde eski tartışılmasına göre öngörülemeyen bambaşka ahlaki ve üretimse sorunlarla tartışılır olmuştur.

Yani kendilik gelişme ile nicelenişler, gelecek içindeki sosyal ve toplumsal çevrenin gereklerine denk düşer olacaktır. Bu rast gele çatışmacı öncü bilgiler, ilerideki ihtiyaçların gerektirmesi ile bağıntılanıp; toplum içinde sanayide ve ulaşımda kullanışla; seçilir malzeme olacaklarıyla, ortamda bulunurlar.

Ortamda bulunan bu kırıklı ve dallanan oluşmalar, şimdilik uzlaşılmazdır, Geleceğin de tam isabetle denk düşer bulacağı dalgalanımıdırlar. Yeni şartları içinde belirecek sorunlara, bu uzlaşılamayan ve olgunlaşmamış malzemeler; seçilim olabilecekle yen devinimlerin belirmesine de gidecek olan serbestliktirler (rastlantıdırlar). Bunun zıttıda olasıdır ki ozamanda seçilmeyerek, güvenle elenirler.

Sosyal devinim, demokratik bir tutum olacaksa da, tartışmaları sonunda tümden öznellikleri birlik içinde içerir olmaması ile; hele, talepleşir olamamasıyla; hiç de demokrasiyi içermezler. Zaten tüm toplumsal demokrasi özelliklerini de içeremezler.

Bu yüzden sosyal devinimler, sosyal cemaatin itaati uzlaşısıdırlar. Cemaatin kendi içlerinde, kendilerince uzlaşmış; dışta yan yana görünüşlerin, sizi bağlamayan; ama algı olarak bu gibi bulunmaların bir müsamahası gerekir olacakla, en az sizin kadar soyut doğru olan, kanaat önderli itaatine telakkiler sayılmasıdırlar.

Ne varki okur itaat olan yerde demokrasinin olmayacağını bilir olmalıdır. Toplum da kurum içi üretim yaparken sosyal yaşamın itaati gibi bir durumla başbaşadır. Halbu k, kurumlarda itaate değin söyleşme, itiraz ve hak oluşlar kademe kademe söyleşilip, düzenleşilen; görüşülen, tartışılan, bir durum olurla halkın kanaat önderine itaatinden hemencecik ayrılırlar.

20.08.2011

27 Ağustos 2011 7-8 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar