Begonvil Saklısı

Begonvillerde yaşattım kalbimin ikramından sen dağıttığım sevda pıhtılarımı; rekabet edilesi kırmızılıkta kanımdan daha çok kırmızı bir sevda, bitmez bir aşktın. Tuttum koyu renkli ve özrünü kabul etmediğim yalnızlığı; begonvillerin çalımından geçilmez ve renklerinde sen sakladığım yanlarına astım. Yalnızlığım bile seninle dolmalıydı, sen ben ve yalnızlık çok güzeldik. Hep sen yağmalandı inadından geçilmez kalbime, leziz ayrılıklarda bile seni tattım. Pervane giderlerinde gelirleri çok olan sevdalar vardı; kelebek uçuşlarını hercai diyeti olarak öder ve seni kaşıyarak nefesini alan kalemimi çıldırtırlardı. Ben seni yazarak büyürdüm, pervaneler dönerken sevgilileri dönmeyen âşıklar hep bana hayıflanırlardı.

Temsili sen gönlüm üç beş an daha seni sayıklayacak toprak kokan mutluluklarında ve ben kat be kat büyüyeceğim senden başka işim gücüm yine sen oldukça. Çünkü sevmek bana aşılanan senin anlayamadığın sen şerbeti; içmezsem aşk acısı susamış mutlulardan evvel ölmez mi?

Begonvillerde yine Yasemin'e saklanan bir şeyler var. Ama ben yalnız sana veda çiçeğiyim. Hep kokarım terlerimde bile veda buram buram; Koklandıkça hep veda testisi kırılıp kalbimi dağıtan... müziksiz dağıttım harfleri, harfiyen uydum hiçbir zaman kavuşulmayacak sen ve ben sarılmacasına.

Ben evet, sana hayırlı uğurlu kaçışlar ve begonvillere ölmeyecek sevdalar dilerim. Dikerim senden sonra yamalı olan kalbimi; sonra bir gün biri tamamlar izinli izlerimin yok edilmekte olan esaretini, cesaretimin karasından sensizliğin ertesi sonsuzluklarından kilitlerim sen ben ve yalnızlık üçgenimizi...

17 Eylül 2017 1-2 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar