Belgesel Kültürüm Artıyor Siyasiler Yüzünden

Ta yetmişli yıllardan beri, siyasileri basından ve televizyondan takip ediyoruz/ediyorsunuz. Her ne kadar o zamanlar çocuk olsak da, yetmişli yıllarda Sayın Demirel, Erbakan, Türkeş, Ecevit ortalığı kasıp kavuruyordu, benim yaşında olanların çoğu bilirler. Şimdilerde ise bir Recep Tayyip fırtınası ve onun çevresinde öbeklenmiş diğer siyasilerin fırtınası esip duruyor. Tabi ki fırtına dediğimizde muhalefetin fırtına liderleri Kemal Bey ile Devlet Beyi de unutmayalım...







Eski zamanlarda haberleri izlemeyi çok severdim ta ki şimdi başımızda bulunan zatı muhteremler iktidara geldikten sonra, bu televizyona çıkma olayını abartana kadar. Şimdilerde ise eskilerin ajans dediği bizlerinde haberler olarak bildiğimiz programlara kıyısından köşesinden bile bakmak hiç içimden gelmiyor desem yeridir. Hele hele siyasi tartışma ya da panel çıktı mı, zaten kumanda, ben düğmesine basmadan bile kanal değiştirebiliyor. Böyle mi olmalı? Bence, tabi ki bu benim şahsi kanaatim, siyasetçiler her gün televizyonlarda görünmemeli, kısaca işine bakmalı, mutlaka yapacak çok daha önemli işleri vardır. Her gün birilerinin açılışına ya da bir toplantıya, tanıtıma gitmeyin artık, memleket sizden çalışma ve hizmet bekliyor. Bakan arkadaşınızın kızının nikâh şahitliğini de sade vatandaşlar yapsın. Ne oluyor yani nikâh şahitliğini bakan ya da başbakan yaptı mı daha mı mutlu evlilik yapmış oluyor evlenenler...







Zaman zaman yabancı dili iyi olup onların değişik kanallarını izleyen arkadaşlarımda var. Onlara sorduğum zaman ''İngiltere Başbakanını, Almanya Başbakanını, Fransa Başbakanını.'' bu kadar sık televizyonlarında görüyor musunuz diye, verdikleri cevap hepsinin aynısı ''Kırk da yılda bir kere.'' Temcit pilavı gibi siyasilerin, (burada hem iktidar hem de muhalefetten dem vuruyorum) televizyonlara çıkıp da hem bir sürü yalanı sıralamasını hem de gözlerimizi boyamasını artık yüreğim ve beynim kaldırmıyor. Bu sebep ile stres ve sıkıntı mı azaltmak için ben de ya komedi dizisi izliyorum ya da değişik kanallarda belgesel programlarına bakıyorum. O belgesel programlarında öğrendiklerim hem de bana bir şeyler katıyor, siyasilerin bana kattığı ne var, kafamı bozmalarından başka?







Üüüüf neler var neler belgesellerde bir bilseniz? Pandaların yaşam biçimleri, beslenme alışkanlıkları. Dünya silah sanayisinin gelişimi. İkinci Dünya Savaşında cephelerde yaşananlar. İstanbul'un tarihi ve turistik mekânları. Müslüman bilginlerin orta çağdan sonra dünya bilimine yaptığı katkılar. Somon balıklarının göç hareketleri. Bir kalemde beş altı tane kayda değer belgesel saydım farkındaysanız. Bunlar daha da çoğaltılabilir tabi ki. Kararlıyım, hem de çok kararlı, ülkemizin başına, halkına tepeden bakmayan daha mütevazı siyasiler gelinceye kadar yaşasın belgeseller. Yaşasın ceylanların çita ile kovalamacaları, yaşasın amazon nehrinin güzellikleri, yaşasın Karadeniz'in çam ormanları, yaşasın caretta caretta kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı yerler. Allah razı olsun bu hükümetten ve onun başından, bakanlarından, bizleri boğazımıza kadar belgesel kültürü ile haşır neşir yaptılar. Bir ülkenin halkına bundan büyük iyilik olur mu? En derin sevgi saygılar yine ...

30 Haziran 2014 2-3 dakika 1376 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (4)
  • 9 yıl önce

    Ahmet bey, belgesel tadında güzel bir yazı olmuş..:-) Doğru söze ne denir.. Selam ve saygılarımla..

  • 9 yıl önce

    çok güzel bir yazıydı anlayana Ahmet Abi beğenerek okudum,sevgilerimle...

  • 9 yıl önce

    Adan Zye doğruluk payı olan bir konu işlenmiş yerindedir mesaj tercümanı lisan oldunuz halimize var olunuz...

  • 9 yıl önce

    sesin ve boş beyinin, düşüncenin önüne geçtiğini düşünürsek; insanları seçme ve yüceltme şeklimizde de, makyajlı duruşlara öncelik vermeye devam ettikçe, çekilmiş binlerce belgesel de yetmeyecek sanırım... Saygılarımla