Ben Bir Küçük Kızdım Bir Zamanlar

Şaka gibi ama öyle. Ben bir küçük kızdım bir zamanlar. Hatırlıyorum. Mutlu bir küçük kız çocuğu idim.

Çok büyük zorluklar yoktu hayatımızda. Hele maddi eksiklikler hiç yoktu. Biz çocukken maddiyat hiç konuşulmazdı. Annem, babam yanımdaydı. Anneannem, babaannem. Benden 2 yaş büyük ablam. Ve ailemize ne zaman katıldığını hatırlamadığım, bakımını üstlendiğimiz diğer ablam. Günde üç öğün soframız kurulurdu. Aç değildik. Sabah kalktığımda giyecek bir şeylerim hep olurdu. Çıplak değildik. Evimiz gelenlerle dolup taşardı. Yalnız değildik. Bu biz zengin bir aileyiz demek ti.

Kuralları vardı ailemizin. Sabah kalkış saatleri. Her üç öğünün de yenme saatleri. Baba sofraya oturduğunda, herkesin sofrada olma kuralı vardı. Ve sofra da eksik olmamalıydı baba oturduğunda. Diyelim ki su gelmemiş. Baba gider bardağını doldurur getirir di. Sadece kendi bardağını. Kimseden su istemez ama sürahiyi de getirmez di. Gizli sözcükleriydi babanın. ' Sofra eksik !'

Kuralların olmadığı saatlerde özgürdük. Ama kurallıydı özgürlüğümüz de. Zamanında maden taşınırmış yaşadığım liman köyünden gemilerle. Toprak kırmızı olurdu belli bir yerden sonra. Kızardığı yerden öteye geçmemiz yasaktı, toprağın. Dere yolları vardı, şehirlerarası yollara bağlanan. Ailelerimiz bilirlerdi, bizim de o yolları bildiğimizi. Yasaktı, o ara yollardan ana yollara çıkmak. Dinlemezdik. Bisikletin dümenine geçti mi insan aslan kesilir di bizim zamanımızda. Bizim ana yola çıkmamızdan 2 dakika sonra haberi gelirdi eve ' Sizinkiler kuralı bozmuşlar'. Dayak? Hiç yoktu bizim evimizde. Ceza? En sevdiğin şeyden men: 2 gün bisiklet yok.:-(((((((((((

Kışlar sert geçerdi yaşadığımız yerde. Deniz öylesine kabarırdı ki, kordon boyunu aşar, kahveleri geçer, bahçemize dolardı. Zor olurdu böyle günlerde okula gitmek. Hiç gitmemek de vardı ama o keyif yasaktı bizlere. Diz boyu çizmeler giyilir yine de okula gidilir di.

Yaz gelirdi yaşadığım küçük sahil köyüne. Deniz mevsimi başladı mı bir keyif ki sormayın gitsin di. Tabi ki o da kurallı ve saatliydi. Açılmak yasak tı bizlere. Kıymetlisiydik evimizin. Ya boğulursak diye hep paralel yüzerdik kıyıya. Ve şimdi ben 50 yaşında hala açılamam denizde. Çok iyi yüzüyor olsam da.

Akşamüstü kızmabirader oynanırdı anneanne ile. Hile yapar 2 kare birden atlatırdı piyonunu. Söylediğin zaman kızar ismin terbiyesiz olurdu. Ama oyun sonunda kazansa bile dondurmayı hep o alırdı. Dürüsttü yani.

Bize insan olmak öğretilirdi bir şey olmadan önce. El açana yardım etmek. Erdemli olmak. Biz arkadaş ayırmazdık zengin-fakir diye. Kiminle kavga etmiyorsak onunla oynardık. Kibarlık öğretilirdi. Tevazu baş kuraldı o zamanlar. Kimseyi ezmeyeceksin varlıklarınla derdi büyüklerimiz.

Ben bir küçük kızdım bir zamanlar. Edremit de doğmuş Akçay da büyümüştüm. Sevgiyi dolu dolu yaşamış bu zamana göre çok şanslı bir çocuktum.

Ben bir küçük kızdım bir zamanlar.
Hayallerim vardı.
Denizlere anlatsam almaz.
Göğe söylesem sığmaz.

Ben bir küçük kızdım bir zamanlar.
Önce sevdiklerim gitti, birer birer.
Sonra hayallerim öldü, teker teker.

Ben bir küçük kızdım bir zamanlar.
Ne yazık ki büyüdüm.

Ve ben bu büyümek olayını başından beri hiç sevmedim...

Eser Akpınar
İzmir

30 Ağustos 2010 2-3 dakika 42 denemesi var.
Yorumlar