Ben Sustum Artık Hayat Sana

Yordum seni değil mi severek, özür dilerim hayatına girdiğim için ve hayat sahnende sefil bir yalnızlığın acısını sana tattıran bir figüran olduğum için. Şimdi kapat gözlerini ve dön geriye... Bak bahar geldi, hadi unut beni. Tüm iyi niyetli dualarımı yolluyorum sana içindeki bana karşı attığım her adımda olan güvensizliğe inat, demek yordum seni hayat. Demek düşlerini renge boyadığımı sandığım anlarda fırçamın ucunda tek bir renk taşımışım. Aslında senin düşlerin renkliymişte ben düşlerine kara çalmışım farkında olmadan. Yazıklar olsun bana!

İsyanları sevemedim nedense, kokunu taşıyan rüzgâr bile yaratanı zikrederek itaat ederken, sen gözlerimin içine baka baka itaatkâr bir karakterin rolünü oynarken isyanların dirhem dirhem tüketiyordu yüreğimde biriktirdiğim aşkı bir asit gibi. Ben seneden çok şey istemedim aslında, hayatıma dahil olan kendi kanımdan bir insan olsa bile yapım gereği beni zincire vurmasını sevemedim, kardeşim dediğim insanın bile beni sahiplenmesini kabullenemedim, çünkü her sahiplenmenin sonunda bir zincire vurmak bir esaret geliyordu gerisinde ve biliyordum ki zincire vurulmuş halimle bileklerime iz eden bu sevgi beni ondan uzaklaşmama sebep olacaktı. Sana bunu anlattım en başından ve sen beni anlamamak için elinden geleni yaptın, oysa ben seni çok sevdim hayat, ben seni haddinden fazla sevdim, aldığım her nefeste hücrelerime kadar hissederek, bana ne kadar acı versen de, ne kadar kötü davransan da bir gün beni anlayacağın umuduyla sevdim ama şimdi anlıyorum meğersem sevgimle öldürmüşüm ben seni, severek gömmüşüm yüreğimdeki okyanusların derinliklerinde bulunan topraklara...

Çığlık atmak istiyorum gökyüzünün en üstüne çıkarak, haykırmak istiyorum bana karşı duruşuna inat 'Yeter' diyerek ama yapamıyorum, yapmıyorum ki bu haykırış isyanların en büyüğü biliyorum. Kimsesizler gibi hissediyorum kendimi, sakın oları küçümsediğimi düşünme, kimsesizlik zor onları anladığım için kimsesizleşiyorum belki de, ondan yakınım insanlara ve dualarıma ondan karıştırıyorum kimsesizleri, dua bekleyen kimsesizleri ondan hatırlıyorum. Gözyaşlarım yıkar mı günahlarımı, yağmurlar ıslatırken beni temizler mi boş sokakların üstüne basılmış kaldırım taşlarını temizlediği gibi, söyle hangi isimsiz ve kimliksiz kadın sarar yaralarımı ve sarmaya kalksa hani içinden gelse, acısa bana ben izin verir miyim kan kaybından ölmek varken arzuların içinde onun yaralarımı sarmasına... ne desem boş biliyorum, alıp başımı gitmek istiyorum kimselerin beni tanımadığı, kimseleri tanımadığım bir başka yere ama hayat senden ne kadar kaçabilirim ki, gözlerime işlemişim senin siluetini, nefesime karışmışsın sen ve aynalara bakıyorum yüzümdeki her çizginin sonunda geçen yılların izleri olarak sen varsın. Her şeyden kaçabilirsin belki ama ya kendinden nasıl kaçacaksın, dipsiz bir kuyusun işte.

Nice insan var kendi halinde dertlerini cebinde biriktirip, bir süre sonra sıkıntısını yine kendi yaşayan ve biriktirdikleri sıkıntıların acısını sadece kendisinin hissettiğini sanan. Oysa dert olmayacak ne kadar küçük mevzularda tükettik biz birbirimize olan aşkımı ey hayat, biliyor musun artık yaşamak istemiyorum, en başta seni... Tek suçlu bensem bu dünya da, gözlerinde soluklandığım ve sadece ruhunu kendime sakladığım bir aşkın ateşinde pervane misali yanmak hayalden öte bir şey artık benim için. Demek sözlerimin ardında bir ben yokum öyle mi? Ben yokum evet, kaybettiğim şeylerin sonunda dimdik durmaya çalışırken kendimi tükettiğim zamanlarda beni bir kemirgen gibi kemiren şeylerin olduğunu bilmeden içimdeki temelleri güvensizliğinle yerle yeksan ediyorsun ya... Beni başkalarının anlaması yıkmıyor, anlamasa kaç yazar ki, beni senin anlayışın üzüyor, ne zaman seninle insanların ekmek kavgası gibi bir kavgaya tutuşsam, üzülüyorum ve ne zaman üzülsem hayat senden uzaklaşıyorum. Oysa hayat ben seni çok sevdim, sen platonik bir aşka inanmazdın bu ahir zamanda.

Şimdi usulca alıp gölgemi, ayaklarımın altında ezip, kimsesiz bir zamanın ortasında takvaya ulaşmış bir derviş gibi belki de, tüm nefsanî düşüncelerin içinde, maddi tedirginliklerimi hiçe sayarak soyutluyorum kendimden seni. Biliyorum bensiz daha mutlu olacaksın, bahar geldi, bazen duygular gibi iniş çıkışlar yaşayabiliyor gökyüzü yüzünü karartıp ağlasa da, bazen bir anda gülse de, dengesiz yaşasa da olsun, bahar geldi bak! Eminim sende yeni aşklara, güven temelinde inşa ederek sevgilerini mutlu olacaksın. Yüce yaradan tüm güzellikleri versin tüm insanlara, en başta da sana... Senin içinde özlediğim tek şey var, babam...

08 Nisan 2011 4-5 dakika 49 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    👍yazı harika bir solukta okudum..

    tebrikler..