Benim Senden Önce de Senden Başka Kimsem Yokmuş
Bu gece seni tanıdığıma şükrettiğim, ruhumla yüreğinin arasına ikinci düğümü attığım gece. Seni içimde kapı kolu olmayan bir odaya hapsettim. Az seviyordum da bu gece daha çok sevdim diye değil. Veyahut; seni anlamıyordum da bir şekilde aydınlandım diye hiç değil.
Bu gece; hem aklımın hem de kalbimin, işin sonunda başıma ne gelirse gelsin senden başka kimsem olmadığını tüm hücrelerime haykırdığı gece. Hayattaki her şeyin önceden planlandığına eminim artık ve biraz da torpilli olduğumu kimseden saklamıyorum.
Kartlarını teker teker açtıkça daha çok seviyorum seni. Çünkü oyunu kaybetmek ya da kazanmak umrunda dahi değil biliyorum. Sadece oyunda kalmak istiyorsun, hiç bitmesin, bu masadan kimse kalkmasın istiyorsun. Sen hesapsızca şüphelerini, korkularını, zaaflarını anlattıkça daha çok ben oluyorsun. Ben seni duydukça daha da içine doluyorum. Ciğerine, yüreğine, göz kapaklarına, dudaklarına... Hatta dirseğinin altından bileğine uzanan o tümsek damarda bile geziyorum.
Başımı her omzuna koyduğumda nefesim kesilene kadar ağlamak istiyorum. Öyle hasretim sana ve öyle mahrumum ki senden içim yanıyor ama ne tuhaf, başım omzundayken bir tek mutluluktan ağlayasım geliyor. Elimi sıkı sıkı her tuttuğunda bana nasıl güvendiğini biliyorum, gözlerime her baktığında aklından geçenleri anlıyorum. Ağzını her açışında söyleyemediklerini duyuyorum.
Bu gece ruhumla yüreğinin arasına ikinci düğümü attığım gece. İlki ne zaman atılmıştı bir fikrim yok ama seni tanımadan önce olduğuna eminim. Benim senden önce de senden başka kimsem yokmuş. Beni kimsesiz bırakmadığın her gün için şükrediyorum.