Bilinç ve Eleştirel Yaklaşım

     Hayatına herkes bir anlam katar. Anlamsız yaşayamaz çünkü. Hayata bağlar bizi mana. Bir amaç uğruna mücadele etmemek ölümdür. Kimi siyasi bir kavga, kimi karın tokluğu, kimi çoluk çocuk için. Yaşarız bir kere; düşünmeyiz bunları sorgulamaya asker milletiz ya biz. Generallerden başkası da yok bizim için. Emret komutanım mantığı var ya, zalim mazlum kim ne emreder etsin. Kul sistemi dede mirası. Geleneğin altında ezilen gelecek.

    Eleştirel düşünmeyen günümüz insanının ahmaklığı en acısı: ''Eskiler ne demişse güzel demiş.'' manyaklığı. Evet eskiler bir halta yaramaz değildi ama ona takılıp kalmak nedir? Kimimiz Osmanlı da kimimiz İnkılap devrinde yaşıyor. Bugüne söz söyleyecek yok mu? Jetler, arabalar, makineler yapacak kimse yok mu? Küresel ısınmayı hiç mi umursamıyorsunuz ? Dünyanın geleceği tehlikede kimin umurunda. ''Yansın dünya bana ne.'' diyemeyiz. Kafası patlaması gerek günümüz insanının bu kadar dertle ama nerede? Zevk almak bugünün insanın tek numarası. Hayatı, bir okuma olmalı bu gün insanın.

    Merhametsizlik çağını yaşıyoruz kölelik devri ise çok yakında. Eğer dünya bir yüzyıl daha görürse onun adı kölelik çağı olur. Organik ya da inorganik köleler edinmeye meyillidir zaten insan. Dertsiz tasasız hayvan gibi yemek içmek ve üremekten ibaret kalır. Sahi insan olmak nedir? İnsan canımızın istediğine şuurla karşı koyabilmektir. Bilinçtir insan olmak. İnancında, işinde, ilişkilerinde bilinç olmazsa hayvandan farkı ne? İnsan körü körüne hareket edemez. Bilinçsiz insan köledir zaten. Dinini bilmeyip sağdan soldan duydukları ile o dini sahiplenmek bilinç midir? İnsan hep duyduklarını sever. Efsane avcısıdır. Bilinçte bu yüzden hakiki ilimden gelir. İlmin zıddı ise zandır. Zannetmekle bir şey bilinmez. Bilgisiz bilinç olmaz. Bilinçsiz de insan olamayız.

    Bu toprağın insanının bilince ve özgün iradeye ihtiyacı tartışılmaz. Sonuçta okuldan ve çevreden edindiği hiç bir veriye eleştirel yaklaşmayan bir toplumun bireyidir. Belki eleştirel bakabilenler az da olsa var ama yeterli değil. Okullarda eleştirel bakışı geliştirecek derslere çok ihtiyacımız var. Ancak devletin daima itaati telkin eden eğitim anlayışında böyle bir durumun olması hayal ürünü olarak gözüküyor. Eleştirel yaklaşım kazandırmada en büyük rol gönüllüler ve sivil toplum örgütlerine düşüyor. Acilen toplum bu açılardan bilinçlendirilmeli ve özgür bireyler özgür ülkemizin geleceğini aydınlatmalı.

01 Haziran 2018 2-3 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar