Bir Adam Ki

<Vefat eden, abim, öğretmenim için yazdığım yazıları eklemeye devam ediyorum>


Her sabah okula gelirken sizinle konuşacaklarımı planlardım. İlk tenefüs gider şunun şakasını yaparım. İkinci tenefüs şunu sorarım, gerisi gelir zaten...

Okula girerdik. Bazen kapıda denk gelirdik. Bazen odanıza gelirdik direkt. Tören olurdu. Çıkar duyurunuzu yapardınız. Sert ve hızlı konuşmanızla öğrencilere disiplin suçlarından bahsederdiniz. Sonra mikrofon çalışmaz, bozulurdu. Ses kesilince de sinir olup bize doğru dönerek "hadi girin lan içeri" derdiniz. Ama onu derken bile gülerdiniz. Sizi hiç sinirli hatırlamıyorum. Hep güleryüzlüydünüz. Merdivende kıyafet kontrolu yapardınız. Ceketimizin fermuarını en yukarı kadar çekerdik. Okul formamız olduğu halde giymemiş de gizliyormuş gibi yapardık. Ama bakmazdınız bize. Zaten biliyordunuz bizi. "Geç lan geç" diyerek yine dişlerinizin arasından dilinizi göstererek gülerdiniz. Sınıfa çıkardık.

"Burak ders ne?

'İnkılap Tarihii. Tameeer Üstüneeel. Adamın dibi adaam. Reis reis' derdi Burak. Biz de öyle derdik.

Sizin sınıfa gelmenizi beklemeden aşağı inerdik. Hala merdivende öğrenci avlıyorsunuz. Hocam derdim dersiniz bize. "Tüh lan sabah sabah sizi mi çekecem" derdiniz. Gülerek derdiniz hocam. Hep gülerdiniz. Sonra diğer arkadaşlar gelirdi. Aynanızda saçımızı düzeltir gül suyundan alıp "cuma rüzgarı" diyerek birbirimize sürerdik. Daha doğrusu dökerdik. O kadar çok kullanmamıza rağmen hala bitmedi o gül suyu. Keşke gelip de bitirseniz onu hocam.

Sınıfa giderdik. Ders biter. Tenefuste yine odanızdaydık. Film muhabbeti açılırdı. Sizden film alıp izleyecektik. Rica etsek, bizi kırmayıp, gelip bize film atar mısınız hocam?

Âh Hocam. Ne çok severdik sizi. İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür derler ya. Güzel yaşadınız, hep sizi örnek alırdık, sizin gibi yaşamak isterdik. Keşke size söyleseydik bunları. Sizden daha çok tavsiye alırdık. Yetiştirdiginiz binlerce öğrenci Hocam... Birisi de çıkıp benim hakkımı yedi, benimle arası bozuktu diyemez.

Siz çok iyi bir insandınız Hocam.

14 yıldır idarecisiniz. 14 yıldır ne tatil yaptınız ne de gezip tozabildiniz. Hem okul, hem de açık lise işlerini yapardınız. Yazın da kışın da hep okuldaydınız. Bu yaz biz de hep okula gelecektik. Tarih dersi verecektiniz bize. Tatlı alıp yicektik. Kebap yapacaktık. Pikniğe gidecektik. Her gün diktigimiz ağaçların oraya gider bize projelerinizi anlatırdınız. Sarmaşıkları kamelyanın üzerine uzatacaktık. Böğürtlenleri ağaca yaslayacaktık. Yeni ağaçlar ekecektik. Merak etmeyin hocam. Hepsini yapacağız İnşallah.

Gözünüz arkada kalmasın.

Dediğim gibi hocam. Sizi anlatamam ben. Yetmez çünkü. Aramızdaki samimiyet, sevgi bağı.. Eminim ki bu yazıyı okuyan herkes aynı şeyi düşünecek.

"Tamer Hoca adamın dibiydi" "Tamer Hoca kral adamdı" hala öylesiniz Hocam.

Hala yaşıyorsunuz eserlerinizle. Bıraktıklarınızla.

Adam gibi yaşayıp Adam gibi ölmek size yakışırdı. En çok da size yakıştı Hocam.

Bir sabah namazı abdest alırken vefat etmek...

Ölürken bile Adam gibi öldünüz hocam. Sanki gülüyordunuz. Bekledim. Kalkıp yine gülerek "hadi lan sınıfa ne dolanıyosunuz ortalıkta" diyeceksiniz sandım. Olmadı.

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciûn.

Mekanınız cennet olsun hocam.

Biz sizi hep hatırlayacağız. Bazen bir kitapta, bazen bir ağacın meyvesinde, bazen bir şarkıda, bazen bir satırda. En çok da Cuma günleri...

12 Mayıs 2017

-bu dünyadan bir adam geçti-

15 Mart 2019 3-4 dakika 7 denemesi var.
Yorumlar