Bir Düzine Mini Mini Nur Topu Gibi Streslerimiz Oldu

Hepinizin bildiği gibi dün yurdumuzda ve bütün dünyada ''Babalar günü'' idi. Biz de yıllar öncesi babamızı ebediyete uğurladığımız için kabir ziyaretine gittik haliyle. Ankara'yı bilenler Karşıyaka Mezarlığını da az çok bilir. Özel bir gün olduğu için yollar tıklım tıklım iğne atsan yere düşmez. Kiminin babası kiminin kocası o büyük mezarlıkta ki ebedi istirahatine çekilmiş...







Mezarlığa giderken taksi şoförleri bir taraftan, dolmuş şoförleri bir taraftan, normal binek arabaların şoförleri bir taraftan Allah ne verdiyse artık sağdan soldan, kırmızı ışıktan şakır şakır geçiyorlar arkadaşlar. En büyük kural kuralsızlık olmuş. Mübarek bir işe mezar ziyaretine gidiyoruz ama hep sıkıntı ve kızgınlık. İnsanın insana saygısı minimum seviyeye inmiş ve yerlerde sürünüyor. Siz ne söylerseniz söyleyin, ne düşünürseniz düşünün onlar yine bildiklerini okuyorlar...







Mezarlık ziyaretinin peşinden çiftlik tarafında bir markete ve oradan da fast food türü bir yemek yerine girdik. Tabi o yediklerimizin de bize daha sonra yol su elektrik olarak değil de kilo olarak geri döneceğini bildiğimizden en azından ben yarım ekmek arası yiyebileceğim şeyi çeyrek ekmek arasına indirerek öyle mideye yolladım...







Daha sonrasında ver elini Balgat Pazarı. Hanımın beyanına göre ev de çilek reçeli kalmamış ve de kocasının, yani ben denizin en sevdiği reçel olduğundan çilek alma ihtiyacı hasıl oluyor. Pazarların o dolu dolu insan kalabalığını seviyorum. Hanım çilek almaya giderken biz de kızımla çaktırmadan dondurmalara doğru hamle yapıyoruz ve normalde beş dakika da yenebilen dondurmaları iki üç dakikada mide ile buluşturuyoruz...







Güneş kendini pırıl pırıl gösterirken, madem yorulduk azıcık da piknik yapalım hevesi ile kendimizi Ankara'nın nefes alınabilecek bir kaç mekânından biri olan Gölbaşı'na atıyoruz. Her şey yerli yerinde ve güzel giderken bir saat içinde kara kara bulutlar tepemizde görünmeye başlıyor. Yavaş yavaş arabaya doğru hareketleniyoruz. Tesisten çıkmak için koyulduğumuz yol aşağı yukarı bir yedi yüz sekiz yüz metre kadar var. Yol boş olsa üç dakika sürmez çıkmak gel gelelim ki trafik kilitlenmiş durumda. Bir adım ne ileri ne de geri gidebiliyoruz. Radyoyu aç Ahmet, beş dakika dinle radyoyu kapat Ahmet. Sinirlen Ahmet, hanım sinirlerini yatıştırsın. Önüne ahlaksızca geçmeye çalışan şoförlere kız Ahmet, yine sakinleştirsinler. Stres atmaya geldik güya mini mini nur topu gibi streslerimiz oldu. Hayırlısı diyelim Allah'tan...

16 Haziran 2014 2-3 dakika 1375 denemesi var.
Yorumlar