Bir Ezgi

Bir şarkı, bir kelime, ufacık bir ezgi, küçücük bir şey işte bambaşka zamanlara götürüveriyor bizi. Nasılda yıllar öncesinin bir anında buluveriyoruz kendimizi. Belki otursak uzun uzun gözden geçirsek yaşadıklarımızı o anı hatırlamayız bile. Ama kulağımızın bir an duyduğu ufacık bir ezgi yıllar öncesini yaşatıveriyor bize. Yüreğimiz kabarıyor dalıp gidiyoruz uzaklara, yaşadığımız kıymetini bilmeden hor kullandığımız zamanlara.

Bir şarkı, bir kelime, ufacık bir ezgi, küçücük bir şey işte dolduruveriyor gözlerimizi. Yaş akmakla akmamak arasında kalıveriyor. Kapatıveriyoruz gözlerimizi, yanan göz pınarlarımızı durdurmak umuduyla. Bir ah çektiriveriyor ta yürekten. Kıymetini bilmediğimiz zamanlara hayıflanıyoruz. Biliyoruz hayıflanmak geri getirmeyecek hiçbir şeyi.

Bir şarkı, bir kelime, ufacık bir ezgi, küçücük bir şey işte hayatımızın akıp gittiğini hatırlatıveriyor bize. Ne zamanı durdurabiliyoruz ne de pişmanlıklarımızın önüne geçebiliyoruz. Keşkeler sarmaya başlıyor dört bir yanımızı. Ah diyoruz ah bilseydim bilseydim böyle yaralar açılacak bu yürekte yapar mıydım hiç. Derken yapardın, yapmaz mıydın hiç diyor bir diğer yanımız. Ve devam ediyor; içinde mi kalsaydı yaşayamadıkların, kıymetini bilmediğin zamanlara hayıflanmanın yanında bir de yaşanmamışlıklarının acısı mı burksaydı içini. Evet, en iyisi doğrusuyla yanlışıyla kendi kararlarımızın sonucunu kendimizin yaşaması diyerek hak veriyoruz diğer yanımıza.

Bir şarkı, bir kelime, ufacık bir ezgi, küçücük bir şey işte ikiye bölüyor bizi. Yine de toparlanmamıza izin veriyor. Kulağımız canı gönülden takip ediyor onu. Ezginin geçişleri bizim geçişlerimize dönüyor. Biz ezgi oluyoruz ezgi de biz. Ezgiyle dans etmeye başlayıveriyor yürek. Durduramıyoruz kendimizi dahası durdurmakta istemiyoruz. O an zamanı durduramamaya karşılık zamansızlaşıyoruz bu da yetiyor bize.

Bir şarkı, bir kelime, ufacık bir ezgi, küçücük bir şey işte donduruveriyor bizi. Kan akmaz oluyor damarda. Çekiliyor içimiz. Küçük küçücük bir şeyin rumuzda yarattıklarına inanasımız gelmiyor. Yürek dalgalanıyor aniden. Kıpırtılar başlıyor en ücra köşelerimizde. Derken yaşadığımızı hissediyoruz asi, yürekli, başına buyruk. Ah diyoruz ah yeniden.


Bir şarkı, bir kelime, ufacık bir ezgi, küçücük bir şey işte kesiveriyor nefesimizi. Bu sefer kafa tutuyoruz dünyaya. Bana böylesi yakışırdı zaten diyoruz kendimizi savunmaya geçerek. Gurur duyuyoruz bu sefer kendimizle. Ve hayat her şeye rağmen yaşanmaya değersin diyoruz. Her şeye rağmen yaşanmaya değersin...

25 Nisan 2010 2-3 dakika 12 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Ukdelerinizin az olduğu güzel bir gelecek temennisiyle... bir çırpıda okuduğumu söylememe gerek yok sanırım.diğerleri gibi; yaşamdan,kendimden birşeyler bulabildiğimi tahmin ediyor olmalısınız .teşekkürler...