Bir Fukara Yaşam

Bir sabah uyanırsın alarmın o çığlık atarcasına iğrenç ve bir o kadar da sinir bozucu sesine. Hiç bir şey değişmemiştir her şey gayet normal sen yine sensindir. Yatağın o anne kucağı gibi sıcak yerinden kalkmak istemezsin ama kalkman gerekir çünkü sen sorumluluk sahibisindir. O soğuk kış günlerini hiç söylemiyorum bile o soğuk hava kırbaç gibi gelir yüzüne ve bir o kadar da dinçleştirir insanı. Gözlerin yarı açık yarı kapalı gider yüzünü yıkamaya çalışırsın ama ne fayda o soğuk su ya ellerin gitmez kaçar adeta evinde şofben ya da kalorifer de yoktur bu günlerde insanlık bile paraylayken onlara sıra gelmez almaya soğuk suyla yıkarsın yüzünü yine de mutlu bir tebessümle. Komşunun kocasının alıp ta şişmanlamaktan içine giremediği sana 4 beden büyük ceketi bir post bir kaftan edasıyla giyersin sonra ve seneler önce aldığın ve yıllardır giydiğin o sadık pantolonunu giyersin pijamanın üstüne sırf hasta olmayıp o birkaç kuruşunu da açgözlü doktorlara yedirmemek için. Çorapların yama yapılmaktan bıkmıştır sanki bir o kadar hırçındır giyilmek istemez gibi saklanmıştır dolabın en köşesine. Anlarsın halinden ama mecbursundur utana utana giyersin birileri yamanı görmesin diye. Kahvaltıya gelince sanki kral sofrası birkaç günlük kuru ekmek, çay ve birkaç dilim küflü peynir. En büyük zevkindir kuru ekmeği çaya batırıp yemek. Yerken düşünürsün daha niceleri var şükür diye ama birden bir koku gelir burnuna yan evden gelen sucuğun kokusudur. Sanki seni çağırır sanki alay eder seninle ve birden acırsın haline az önceki duygularının yerine bir kin kaplar boyar etrafı siyaha. Küfür ederek çayını yudumlarsın. Artık işe gitme vaktin gelmiştir istemeye istemeye de olsa kalkarsın ve kapıya yürürsün sanki o anda ayakların yalvarır sana gitmek istemez daha ileri ama gitmen gerekir. Kirden rengi belli olmayan ayakkabını giyerken farkedersin yırtık yerine koyduğun kartonun düştüğünü hemen birşeyler uyduruverirsin onun yerine ve alırsın kutudaki mallarını. Sayarsın önce çakmaklar, kalemler, anahtarlıklar, kaçak sigaralar ve diğerleri hepsi tamdır ve düşersin yollara. Herzaman durduğun köşeye gidersin taksi durağının kenarına mallarını çıkarırsın teker teker bir sanatçı edasıyla bir sıraya koyarsın göze güzel görünsün diye taksici Ahmet'in verdiği çayla ısınmaya çalışırsın o hain soğukta. Sonrası daha fenadır birkaç müşteri beklersin belki gelir diye öğle saatlerine doğru bir heyecan kaplar içini saat 10.45'tir. Bir zamanlar hayatını adadığın uğruna hayatını verebileceğin hayatını hiçten var, vardan hiç eden kadın çocuklarının annesi bir zamanlar senin olan kadın, kocasının fabrikasına gitmektedir adını bile söyleyemediğin cafcaflı bir arabayla. Sonra birkaç müşteri gelir üç kuruşun bile pazarlığını yapar ve sana tiksinerek bakar ama aldırmazsın alışmışsındır sen onlara. Saat yarıma gelmektir senin için belki de yarına uyanma nedenin mutlu olmana neden olan tek kişi torunun geçer özel arabanın içinde okula bırakılmak üzere ama tanımaz seni herkes gibi ama yine de aldırmazsın belki de tanısın istemezsin utanırsın halinden. Akşama kadar sana bu mutluluk yeter zaten hele bir de o gün satışlar iyiyse deme keyfine hemen gider yiyecek alırsın ve biraz kalem biraz çakmak ertesi gün için. Günlerin böyle geçer tek başına ve her zamanki gibi yorucu. Bir gün karşıya geçmek isterken bir zengin çocuğu bir şımarık insan evladı sırf dikkat çekebileyim kendimi göstereyim düşüncesiyle gaza yüklenmiş bir haldeyken seni farkedemez............... Sonunu yazamıyorum zaten herzaman her canlıya olan şey adını dile getirmekte istemem. Cenazene birkaç komşu, birkaç taksici, eskilerden seni unutmayan birkaç dost ve uzaktan birkaç akraban gelir koyarlar toprağa ve hepsi defolur giderler herzamanki gibi... Hayatta hepimizin başına gelebilir bunlar. Kimseye değerinden çok değer vermemek gerekir herkes birgün gidecektir kimse yanında ebedi değildir. İnsanlar senin iyi gününde varlardır iş zora düştü mü kaçışıverirler aniden farkedemezsin bile gittiklerini. Ama sana en çok koyan hayat arkadaşının kazığıdır. O uğruna dünyalar yaratabileceğin kadın dünyanı başına yıkar aniden. Hayatımızda hiçbir şeyin garantisi yoktur; dostlukların, paranın, sevginin ve insanlığın. Onun için herzaman bir tedbir içinde olmak gerekir kimseye körükörüne bağlanmamak en olması gerekendir. Yaşamınızda herzaman şu sözleri felsefe edinmek gerekir. Ne oldum demeyeceksin; ne olacağım diyeceksin....

02 Kasım 2011 4-5 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar