Bir ımge öyküsü

İmge etmekle başlamıştı
Gözlere düşen iki satır bakışlarla
Bütün sokakları kaldırımları unutup da
Hüviyetsiz bedensiz kalmak
Yarına ertelemekle kaygıları hesapları
Tabiatta böyle bir benzetme bulmak mümkünmüydü ?
Kusursuzluk üzerine yazılmaya çalışılanlar
Sanıkları olmaya kalkışan binlerce
Boynuna geçilen ilmikler
Ölüm hayasızca gelirken
Tebessüm edilenler üzerine
Bir kitap ismiyle anılmak
Güzel gözlere ya da esnek bedene belki de pürüssüz tene
Saçlara bakıpta ya da dudaklara kilitlenip de
Ne diyeceiğini bilemeden boş sayfalar karalamaktı
Herşeyi yapabilrisin
Yağmurda ıslanır
Ya da saçlarına karlar yağar
Soğuk ciğerlerine hücum ederken
Nasıl ısınırsın iki aralık bakışla
Tebessümlerle kaç yıl geçer
Ya da ayaklara düştüğünde bağlanan zemherler
Sonbaharı çehrende hissettiğinde
Koltuk değnekleriyle yine de sevileceğine inanır
Surlarla örülen bir şehirde yaşamak
Gurbette kalmak ya da
Daha hızlı koşmak isterdi
Eğer yelkovanın kavuşacağını bilse
İstasyonsuz geleceğini bilse
Yiırtıp atırlırdı tüm biletler
El sallayanlara bakmadan
Koşup atılmak miller öteden
Ne yazsan olmayacak
Tüm defterleri doldurmak
Kısa bir deneme gazete köşelerinde
Tiraj uğultuları içinde
Meteliğe böylesine kurşun atmak
Sen önsözler olmadan gelmiş
İçinde meczup besteler çıkartılmış da
Musikisi caddenin doğusu batısı
Tüm telleriyle afitap
Tüm gözler sana hülyalı
Bir satır yazmak mübalağalı
Böylesine melankolık
Dudakları zifir gece iken
Cevap aramak ahmaklıktı
Ölüm göstermiyor yüzünü
Davetsiz gelenlerden
Her kapı çalınışında
Beyaz kefenlere adım atılan
Bir adım içeriden gamzesiyle dünyanın

25 Nisan 2009 1-2 dakika 2 denemesi var.
Yorumlar