Bir Milletin Tarihine Yolculuk

Yıllardır gitmek isteyipte fırsat bulamadığım destan bir şehrin yollarına düşeceğim bugün bitmeden. Yaklaşık bir yıldır en iyi yoldaşım, dert ortağım oldu yollar. Çevredeki bütün seslerden uzaklaşıp, bir kulaklıktan gelen müzik sesine kulaklarımı, dilimi sessizliğe, aklımı düşüncelere, gözlerimi yollara emanet ediyorum. İşte o an öyle huzur veriyor ki yollar bana, derin derin düşünmeye imkan sağladığı için git gide bağlanıyorum yollara.
Lakin bu sefer, en heyecanlı yolculuk kapımda. Öyle şanslıyımki takvimde gideceğim toprakların değerinin en yoğun hissedildiği bir zamanı yansıtıyor. Ah bu gece göreceğim toprakların hayali, şimdiden gözlerimde ve cümlelerimde. Ve daha kim bilir nice cümleler nice şiirlerimde hayat bulacak bu şehir yüreğimde...

Binlerce masumun, gözünü topraktan bir an sakınmadan, varlığını bir karış toprak uğruna hiçe saydıkları, geçmişlerini ve geleceklerini başkalarının iki dudağı arasına teslim eden, insanlığın en yüce mertebesine layık olan muhteremlerin, toprağın altında yaşadığı cihadın ve harbin aynı ayda yaşandığı bu ülkenin en yegane topraklarına yolculuğum, ne mutlu bana.

Binlerce, milyonlarca kelime yetmez, kimsenin nefesi layık oldukları değeri anlatmaya dayanmazken, birkaç kelimeye mahkum etmek haksızlık gibi geliyor bana. Lakin sözler kifayetsiz kaldıktan sonra yaptıkları fedakarlığa, uzun uzun anlatmak bile boş aslında.
Onların hayatı gibi kısa olmalı, onlara değer yazı.
'Ya istiklal ya ölüm' kadar kısa ve öz...

Onlar gibi ölürken de istiklali getiren başka bir ölüm var mı ki şu kahpe dünyada ?
İnsan düşünmeden edemiyor, o uğruna can verdikleri topraktan bir anlık kalksalar, ilk kimin yüzüne tükürürlerdi, kimi hasretle alnından öperlerdi, bilinmez ama...
Bu dünya o yaşadıkları aynı dünya değil asla...

Kaç kişi onlar gibi, derinden ve cesaretle sevip can verirler vatan uğruna ? Kaç kişi hayallerini, umutlarını, dünlerini, bugünlerini, yarınlarını, hiç tanımadıkları insanların ölümüne bağlayabilecek kadar güçlü olabilirki?

Belki de bugünde yaşayanlar da haklıdır kendilerince. Belki de ülkeyi saran, vatan hainlerinin ardında bıraktıkları kin ve nefret nedendir, vefasızlık ve karamsarlık duygularının bu kadar yoğun hissedilmesine. Ya da teknolojinin, değişen devrin, çağdaşlığın ve modern hayatın getirdiklerine karşı insaniyetten götürdükleri bu en masum duyguların yokluğu nedendir...

Neyse ne aslında. Yine de küllerinden doğmakta bu milletin özelliği. Belki de bıçak kemiğe dayandığında ataların, çaresizlik içinde çareyi yarattıkları gibi, yokluğu varlığa çevirecek gücü damarlarımızda bizler de bulacağız ve gerekirse biz de onlar gibi kara toprağa, beyaz örtüler içinde huzurla yerleşebileceğiz...
Mukadderiyat ne gösterir ne yaşanır şimdiden bilinmez, her zaman bir umut vardır cümlesi de yürekten silinmez.

ATA''nın dediği gibi ? Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur ? sözü bu milletin gerçeğini tek bir cümleyle yansıtır ve ardından söylenen tüm sözler gibi gerçekleştirilen eylemler de vatan için yalnızca teferruattır....




19 Mayıs 2011
S.Hisar/İZMİR
[email protected].?~~

19 Mayıs 2011 2-3 dakika 11 denemesi var.
Yorumlar