Bir Sevda Hayalinden Çeşitlemeler 2

Bir başkadır çocukluktan kurtulup da gençliğe ilk adımları attığınız yıllardaki aşklar. Masumdur, seviyelidir, yürektendir; ama az da bilinçsizdir...

Aslında karşı cinse değildir aşkınız o sıralarda. Aşkı meraktır azıcık, filmlerde acı çeken ağabeylere, ablalara özentidir biraz biraz... Eh! Yeni gelişen cinsel dünyanızdaki bilinmeyenlerle dolu arzularınızı da eklerseniz üzerine, düşersiniz asalarınızla hayallerinizdeki aşk çöllerine.

Herşey içtendir bu çölde ve ilkleri yaşarsınız doya doya. Kendinizce tatmak istediğiniz aşk acılarını üretir, ilk gözyaşlarını akıtırsınız seller gibi. Hayallerinizi çölde seraplara dönüştürür, aslında olmayan ilk öpüşmeleri, ilk bakışmaları da yaşarsınız orada. Çöl; artık sizin öğrenmeye çalıştığınız ilk aşk acılarının kirasız mekânıdır.

Şair olur, şiirler yazarsınız o mekânda. Şiirler bulur ses verirsiniz tüm içtenliğinizle. Hatta size göre dünyanın en yürekten şiir okuyanısınızdır o anlarda.

Sevdiğiniz kızın ya da erkeğin adının geçtiği şiirler ararsınız günlerce. Arkadaşlarınızla yardımlaşmada zirve yaparsınız bu konuda. Herkesin aradığı bir isim vardır nasılsa...

İşte yıllar öncesinde, bilgisayarsız, internetsiz ve hatta Google olmayan zamanlarda düşünün bunun zorluklarını. Günler, haftalar, aylar süren araştırmalar... Ya bulunanların içe sinmemesi...

O an için çok zor ve acılı; ama sonraki yıllarda gülümseten olaylar zinciri...

İşte o yıllara gittim ben bu gece. Bazen irkilerek, bazen gülümseyerek, bazen aynı acıları sindire sindire içime çekerek yaşattım kendime o duyguların aynılarını.

O isimde şiir bulabilmek için okulun kütüphanesini kendime adeta çalışma odası edinişimi hatırladım. Edebiyat hocamızın benim üstün gayretli ve çalışkan, edebi bir araştırıcı (!) olmam nedeniyle sık sık gelip saçlarımı okşaması, 'Aferin oğlum' demesi, akabinde not defterini çıkarıp 'İşte sana sözlüden 10... Sen bu yolunu hiç şaşırma ve değiştirme.' ifadesi...

Tuhaf; ama gerçek olansa, aşkın ilk ödülleri, edebiyat hocamın not defterindeki sözlü notu olan '10' numaralar oldu bana. Hocam tarafından 'Kütüphane kurdu' ilan edildim ve her sınıfa örnek araştırıcı olarak götürüldüm...

Ah hocam ah! Helal et hakkını bana... Ne bilecektin o an ben aşkımın ismini aramaktayım ki?

Bulmuştum sonunda. Hatta bulurken o şairin de nerdeyse hayatını ezberlemiştim...

Okul arkadaşlarımızla deniz kıyısına pikniğe mi gittik? Fırsat kaçar mı? O şiir dilimden dökülüverirdi. O kızın öfkeli, kızgın, biraz da (O anki hislerime göre bana hayran) bakışlarını üzerimde hissettikçe, apoletler takılırdı bana hayallerimde.

Okul gecelerinde elime mikrofon mu geçti? Kaçar mı bu fırsat? Bahaneler bulur aynı şiiri okudukça okurdum.

Şiiri kendime, temiz duyguların simgesi kabul ettim ve yıllarca, yıllardır okudum. Hala da okumaktayım...

İşte bu şiir, aşkı, sevdayı, sevgiyi doğru öğretti bana belki de. Bu şiirle yoğruldu duygu dünyam. Bu şiirde hayat buldu sevdalar benim yüreğimde. Bu şiir büyüttü yüreğimi... Bu şiir, sahte olmayan sevgileri, içine madde katılmamış sevdaları öğretti bana...

Sevgilerde tinselliğin tenselliğe olan galebesini bu şiir kazıdı beynime. Sevgiyi, tensel arzularım için gerekli bir araç gibi görmemi engelledi bu şiir.

Kısaca bana hayatı öğretti. Sevmeyi öğretti. Severken özveriyi, verici olmayı öğretti.

Bana 'Ben' olmayı öğretti...

Edebiyat hocamın not defterindeki '10' numaralar, bu öğrettikleri karşısında bir hiç kaldı.

İşte bu gece de bu şiir dilimde... Okuyorum ve yudum yudum içiyorum... Okudukça ve yudum yudum içtikçe, sevgimle coşuyor ruhum.

Bazen isyan ediyorum sevgiyi bilmeyenlere. Hırslanıyor, içimden milyonlarca laf söylüyorum. Kızıyor, sessiz çığlıklar atıyorum.

Bazen sevgilerin güzelliği karşısında eğiliyor, 'İyi ki varmış sevdalar' diyorum. İnsan ruhunu güzelleştiren, süsleyen en büyük duyguya selam duruyorum.

Kızsam da sevdayı bilmeyen sevda katillerine, ruhuma katsam da sevgimin güzel kahramanını, değişmiyor sevgiye tavrım...

Hani demiş ya rahmetli Münir Nurettin...

'Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Cihana bir daha gelmez hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle...'

10 Haziran 2010 4-5 dakika 45 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    dilerim bu dizeleri gençler okur da

    bu yazıdan kendilerine bir pay çıkarırlar.

    hayatınızdan bir kesit sunmuşsunuz bizlere

    çok da iyi yapmışsınız doğrusu belki birileri örnek alır yazulanlardan kendisine

    kutlarım efendim emeğiniz değer görsün hürmetler.