Bir Su Damlası

Dünya balosuna bir su damlası olarak katıldığımda kendi okyanusyamdan fersah fersah uzaklaştığımın henüz farkında değildim ruhsal olarak...Artık kendi adacığından ibaret bir yalnızlık damlasıydım. Baloya katılan diğer su damlaları, moleküllerimi bir maske ya da kostüme benzetse de kendime baktığımda gördüğüm şekiller bir balonun parçası ya da bütünü olmaktan çok uzaktı tıpkı kendisinden ayrı düştüğüm okyanusyam gibi...Küçük adacığımda yıldızların kaydığını gördüm bir gece vakti. Teleskopumu iyice uzattığımda her yıldızın bir insan olduğunu fark ettim. "İnsanlar da kayar dedi ruh gözüm, kayar insanlar da..." Bahar, yaz, güz sanatı derken bir kış günü su damlacığından ibaret kalbimi bir kızağa oturtmuş uçurumlara doğru kayarken gördüm kendimi...Bir ağaç aradım altında gölgelenmek, dalında neşelenmek, durmak bilmeyen ruhumu sakinleştirmek için. Ağaç çok şey istediğimi ima eder gibi baktı susamışlığıma, şaşırıp kaldım. Oysa minicik bir daldı aradığım. Kendi ağacımı yine kendim yontup bir kalem yaptığımda ise dalımda harflerin o ince ve ıslak dansını seyrettim hiç durmadan...

Bir su damlası olarak tutunmaya çalıştığım nefes adacığımda zeminin ıslak olduğunu çoktan öğretmişti bulutlar ve kendim de dahildim bu ıslak mevzuya...Adacığımda ne zaman televizyonu ya da masaüstümü açsam ekranın kayışına şahit oluyordum. Ekran önce kayıyor sonra da donuyordu sebepli sebepsiz. Çamaşır serdiğim çamaşırlık da geri kalmıyordu bu kaydırak işinden. Zaman kaydırağında bir bakıyordum, düşünceler kayıyordu onları taşıyan sahiplerinden habersiz...

Üzerine bastığımız toprak peki? Ülkeler, haritalar, faylar, erozyonlar, heyelanlar? Bir çöle birik/tir/medim, bir vahaydı istediğim dedim çatlamışlığıma bakıp. Çölü vahaya çevirecek o ilk damla olmayı isteyecek kadar cesur olmadım hiç? Başka damlalara tutunup kayıp gidecektim oysa okyanusyamdan habersiz...Şekli ruhuma en yakın damlaya yapıştım. Bir su damlası hikayesinden fazlasıydı ve ben belki bir damla eksik anlattım...Müzik dinlediğim kulaklığımın bir teli kopmuş olmalı ki ses de kayıyordu kulağımın dibinde...Tiz bir sese dönüşüyordu dinleme zevkimi süpürerek...Elimden yemin etmiş gibi sık aralıklarla kayıp düşen telefonuma ne demeli peki? Bir su damlası için aşırı sakarlık içeriyor hepsi de...Ben mizahla, gerçekçiliğin akordunu yapmaya çalışırken ennihaye Kainat mikrofonu alıp eline bir şarkı patlatıyordu çok derinlerden...Şarkı beni benden alıp çok uzaklara, okyanusyama götürse de artık hatırlamıyordum geldiğim yeri.

Ben sıradan bir su damlasıydım ve kurumamaktı bütün telaşım. Evet sadece hayatta kalmak içindi verdiğim bütün mücadelem...Tek yaptığım 'bir su damlası' olarak kalmaktı demek için belki de suyun sahibine...Ve en ennihaye bu hikayenin bir yerlerinde, zaman kaydırağında belirsiz bir damladan belirli bir damlaya doğru anlam arayışımda ne çölü aştım ne de çöle taştım...Hikayem dilden dile de dolaşmadı. Anlatacak çok şeyi olanların hiç kimsesi oldum uzaklardan bir yerlerden. Hiç yakın olmadım kendi dipsizliğime de inanın! Kuyudan su çekenlerin kovasına su damlası olarak düşmeyi diledim sadece kuyunun sahibinden...Hikayem buhar olduktan ve ben sabaha erer gibi okyanusyama ulaştıktan çok çok sonra da...#birsudamlası #gece #kalem #kelam #insan #kayar #düşer #sonsuzluk

Çarşamba

05 Ocak 2022 3-4 dakika 242 denemesi var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (2)
  • 2 yıl önce

    Su ,damla ya okyanus en değerli element an gelir okyanusdan daha değerli olur bir çöl için elbette güzel anlatı kutlarım Şule hanım