Bir Umuttur Yaşamak

Bir Umuttur Yaşamak

Bazen, hayatın ağırlığı omuzlarına çöker…Her şeyin anlamını yitirdiği o gecelerde, nefes almak bile bir savaş gibi gelir insana. Kırılmışsındır, yorgunsundur, içinden taşan onca acının içinde kendine tutunacak bir neden ararsın. Ama ne kadar karanlık olursa olsun, insanın içinde hep küçücük de olsa bir ışık yanar — adı umuttur.

Umuttur insanı sabahı beklemeye ikna eden.Umuttur, kaybettiklerine rağmen hâlâ “belki bir gün” diyebilmeni sağlayan.Ve bazen o umut, sadece bir nefes kadar ince, bir kalp atışı kadar kısa olur; ama o kadarı bile yaşamak için yeterlidir. Çünkü insan, içindeki umut kadar yaşar.

Yıkılmış bir kalbin bile içinde filizlenir bazen bir iyileşme ihtimali. Her şey bitti sandığında bile bir ses gelir içinden: “Dayan, bu da geçecek.” O ses, yaşamanın kendisidir. Belki bir dua, belki bir hatıra, belki de bir yüzdür seni hayatta tutan… Ne olursa olsun, yaşamak bazen sadece inanmaktır. Sonunun nasıl olacağını bilmeden yola devam etmektir.

Yaşamak, acının içinden geçmeyi öğrenmektir.Bir kaybın ardından yeniden gülümsemeye çalışmak.

Ve bir sabahın sessizliğinde, kalbinin hâlâ atıyor olmasına şükretmektir.Bir umuttur yaşamak…Bazen susarak, bazen ağlayarak, bazen de gülmeye mecbur kalarak sürer.

Kırgınlıkların arasından geçerken bile, içimizde hâlâ yaşama isteği varsa, bu bile mucizedir. Çünkü umut, insanın kalbinde sönmeyen tek ateştir. Küllerinin altından bile yeniden doğmayı öğretir insana.

Ne kadar yıpranırsak yıpranalım, ne kadar kaybedersek kaybedelim, yaşamak — her şeye rağmen — bir duruştur.

Hayata “beni yenemedin” demenin sessiz hâlidir.Belki ağlayarak yürürsün o yolda, ama yürürsün.Çünkü biliyorsun; umut eden bir kalp, hiçbir zaman tamamen ölmez.Hayat, bazen insanın dizlerinin bağı çözülsün diye vardır.

Kendini güçlü sandığın her anda, bir yerden gelir o darbe; bir söz, bir kayıp, bir yüz, ya da bir sessizlik… Ve sen o anda anlarsın, yaşam denen şey aslında ne kadar kırılgan. Ama kırılmak da bir çeşit yaşamak, çünkü kırıldığın yerden yeniden doğarsın.

Bir umuttur yaşamak…

Belki kimsenin görmediği bir savaşın ortasında, kendi yaralarını sarmaya çalışmaktır. Herkesin “geçer” dediği şeyin, aslında içinde bir ömür yankılandığını kimse bilmez. Ama sen bilirsin. Yine de sabah kalkarsın, aynaya bakarsın, derin bir nefes alırsın. Çünkü bir yerlerde, içinden bir ses fısıldar: “Bir şeyler değişecek.”

Umudu olmayan insan, nefes alır ama yaşamaz.Bir kalp, acının içinde bile hâlâ atıyorsa, orada umut vardır.Ve bazen umut, sadece bir gülüşte, bir kelimede, bir dua cümlesinin sonundaki “amin”de gizlidir. Belki bir çocuk kahkahasında, belki bir sabahın serinliğinde, belki de kimsenin bilmediği bir şarkının içinde. İnsan, nerede kırıldıysa, oradan yeniden başlar yaşamaya.

Bir umuttur yaşamak…

yeniden başlamak için bahane aramaktır.Bir kapı kapanırken bile, “belki bir gün açılır” diyebilmektir.Bazen sadece kendine inanmak kalır. Herkes gider, dünya sessizleşir, kalbin yorgun düşer ama sen hâlâ içinden “dayan” diyorsan, işte o ses, yaşamın ta kendisidir.

Acıdan geçmeden olgunlaşmaz insan.Kaybetmeden kıymet bilmez, yanmadan küllerinden doğamaz.Ama her acının içinde bir öğreti, her kaybın içinde bir yeniden doğuş gizlidir.İnsan, yaşadığı kadar büyür; düştüğü yer kadar güçlenir.Ve bazen bir gülümsemenin ardında binlerce savaş saklıdır, kimse bilmez.

Bir umuttur yaşamak…

Karanlıkta bile ışığın hayalini kurabilmektir.Bazen bir mezarın başında, bazen bir şehrin kalabalığında, bazen sadece kendi sessizliğinde yeniden nefes alabilmektir. Yaşam, her şeye rağmen “yine de” diyebilenlerin cesaretidir.

Bir gün gelir, gözyaşların dinecek.Bir gün gelir, o kırık kalbin yerinde çiçekler açacak.Ve o zaman anlayacaksın, umut seni hiç bırakmamış aslında…Sadece seninle beraber, sessizce sabretmiş.

Bir umuttur yaşamak …

yeniden başlamanın en yorgun, en sessiz ama en güçlü hâlidir.Ve eğer bugün hâlâ nefes alıyorsan, inan, içinde bir yerlerde hâlâ umut vardır.Çünkü insan, umudu kadar yaşar…

Ve sen hâlâ yaşıyorsan, hâlâ bir umudun var demektir.

04 Kasım 2025 4-5 dakika 25 denemesi var.
Yorumlar