Bitecek

Kabul ediyorum; mangaldaki közün istemsiz direnişi gibiydi kalbimin sessiz feryatları. Duyulmuyordu; hep bir şeyler incitmeye dairdi yarınları, dünler özleyiş ahşabıydı. Mermerdendi acı dilbazlığı kaderimin; yıkılmaz sanırken beni yıkardı. Boyanıyorum siyah geceye, yine bir şarkının acıtmak Şerefiyle içirdiği özlemleri yerine...

Fark edilmemiş günah terzinim ben senin; günahlarını kalbime dikmeye çalışıp kendi sevaplarımın tek sahibi yaptım seni. Sana değmesin günahkar gözyaşları, sen benim için de olsa ağlama.

Özlemek kurulu sofra düzenim benim. Bir tabak sen eksik olsa içtiğim suyun tadında bile yavanlık olur. Eksilme bende hiç, bende beni öldürmek pahasına da olsa eksilme hiç. Gökyüzünde nice yıldızlar görürdüm, belki sen de bakar ve belki sen de Dilek diler dileğinin içine benim adımı katardın...

Yaban misafirim; gündüz gel, gece gel, hiç fark etmez. Hırsız gibi de olsa çalacağın tek şey Sahibi olduğun kalbimdir. İkiletmem bu kez, lafının üstüne tövbeler eklemem.

Biliyorum; gitti mısralarda öldürdüğüm sevgi kulelerim; yıkıldı hepsi benim gibi. Biliyorum; şimdi öldü deseler senin için, yaşamak denen hayatın kahrolası düzeni senin yokluğuna düzülmüş yalnızlık şarkıları olup nakaratına dahi gelmeden öldürür yaşamdaki yaşanılır kılan sadelikten uzak hayatları... sen gidersen her şey ölmenin zevkini yaşar. Benden gitme de ölüm faniliğin sözleşmesi olsun yalnızca.

Biliyorum; unutulup hiçe sayılan sövüşü gibiyim yalnızlığının, başkasına taşıdığın güzellikler benden aldığın mutluluklarımdır. Felaket rüzgarlarında uçan kuşların da ömrü uzamış; saçlarım bile esmiyor sana doğru artık.

Söylüyorum, tükenmek üzere bir çok anlarım oldu; tükenmediysem gelmek ümidinin sende hep güzel duruşundan... bir gün geleceksin, bir gün gözlerimdeki yaşları göreceksin ve bir gün daha çok sevilecek ölürsem bende sevilişinin mısralardakine hiç benzemediğini anlayacak gerçekten ölmek için elinden geleni yapıyor olacaksın. Benden gitmek hiçbir yerde yaşamak hakkını kendinde bir daha bulamamaktır çünkü; ben gidersem resimlerin, şarkıların, şiirlerin, güzel gülüşünün dahi anlamı kalmayacak. Çünkü bende benimle birlikte göçmek bir daha hiçbir yere ait olamamaktır.

Gelsene kavuniçi mutluluktan aşırdığım tek aşkım; ben bu gece uykumda yine sana sevda bitmez hasret bir daha asla unutulmaz diyerek saçlarını okşamaktan utanan bir aşk daha ısmarlayacağım. Uyanırsam uyut beni; bir daha görüşelim.

Gelsene film izleriz uykumda; günaydın bana seninle gelir. Gelsene sevda biçare duvarım; sana çarpmaktan kırıldı kalp vazolarım. Kalıptan sevmek çıkardım kalbime kurşun değdi sanmasınlar diye kalbime iyice bastırdım; kalıptan sevmek zorunda olan sen çıktın, kalbimde sevilmek bende uyanmak demek oldu senin için... gel ben daha fazla saçmalayan âşık bir gün daha yaşamadan...

Gelsene karpuz dilimi içerisinde yer alıyor çekirdek aile hayalini kurup hayaline kavuşamayan keşkelerim... boğazımda kalıyor düşbaz gecekondulu ölümsüz feryatlarım. Gelsene hadi be, günahsız sevmek mi Lazım sana? Bak, ellerim tertemiz; ayaklarım otuz beş numaralı bulunmaz umutlar giyiyor, çocuk reyonlarında genç kızlık acılarıyla oturan bir zavallıyım. Gelsene be sevda bitmez hasret tükenmez kalemle elimin şurasına yazılan göçebe sevdası ta şuramda kalan isimsiz can bulduğum her zamanki vuslatsız acı rehberim...
bir görünsene, gülüşünden çiçekli böcekli eserleri saçacağım daha, biliyorum; bu kadardık öte tarafa geçmez bir şeydik işte... sen derelerin güzelliğine sahip gözü ışık saçan yâr; ben İstanbul'un denizinde aşırılmış pişmanlık kisvesinin sultan bahtiyarı...

Yanlışlık oldu. Çok sevdim. Bir daha bu kadar çok sevmem, bir de bir daha bu kadar çok acıtmam kalbimi; vazosunu kırdığın kalbimde sen saçılmışken her yana, söz veririm bir daha yaşamak hakkım doğarsa sağ yanımın tek vazgeçilmezi mümkün olmayan yanı sen olsan da ben bir daha sana senin için doğmam... şimdi sen hele bir gel, özlü sözlerimden öp, gidişin ayrılık kokmayan özürlü bir veda olmasın.

Biliyorum; 'bile' sen yoksan bile seni hep sen yokken bile sevdim seni cümlemin tutunmakta olan yalnız dalı olacak. O da kırılacak biri kırmak isteyince; kadın gibi kadınların bir daha çok sevmemek hakkına tutunarak köksüz öksüz bırakacağım aşkla tutunduğum dün aşkına gebe ebelerin hata kaldırmaz yalnızlıklarını... o vakit alnımdan öpecek gözlerinden öptüğüm sen dolu kâğıtlarım, bir daha ağlatmamak için aşkla yaşamak hakkını kalemin tükenmez yalanıyla yazar gibi tükürüp sevemeyen Gönüller'e, bu kez gerçekten yazacak aşk ölümlülüğü sıçramış rezil adamları... başta sen, senaryo ezberinde sen, oyuncusu sen, katili sen; acısı sen ve biter bitmez tükenmez kalemin ihtişamı, bitecek yalnız kadınların sevgisiz adamları...

24 Kasım 2016 4-5 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar