Biyoetik Yaklaşıma İthafen

Etik kelimesini, en geniş anlamda değerlendirmek gerek. Elbette tıbbın kendi argümanları içerisinde bir etik anlayışı vardır. İnsanın sosyal bir varlık olduğu ve bu sosyalleşme içerisinde bireyin toplumdaki rolü vb kurallar zinciri içerisinde tıbbın insana bakışı temel faktör. Bu sorunun çözümü için; öncelikle tıp, etik denen değeri neye hangi sosyal felsefeye göre yorumluyor bunun belirlenmesi temel ihtiyaçtır... Bunun çok net olduğu kanaatinde değilim. Bilim temelde hangi felsefeyi benimser, hangi değerler manzumesini nirengi alır. Bu çoğu zaman toplumdan topluma değişim göstermiş olup popülist doğrultuda şekillenmiş ya da çözüm popüler hale getirilme zaruretinde bırakılmıştır. Dolayısıyla bu noktada tıp etiğinin de mutlak etik anlayışı evrenselinde belirgin bir değer anlayışı olduğunu düşünmüyorum. Yani süreç içerisinde pozitif ya da negatif yönde hareketlilik gösterecektir.

İnsana bedel biçen hiçbir anlayışın, etik yaklaşımının evrensel etiğe ulaşma ihtimali yoktur. Temelinde mutluluk fetişizmi ve madde yarar ilişkisini gözeten bir toplumsal algının bağrından filizlenen bilim; yine bu bilimin içinden yükselen tıp, dolayısıyla tıp etiğinin orjin noktasında insanı neye göre çıkış noktası olarak algılayacağı da şüphelidir.
Bir insanı kasten öldüren bir caniye 10 ila 20 yıl ceza bedeli ile bedellendiren bir hukuk anlayışının tıbbi uzantısından, elbette cenin halindeki bir potansiyelin yok edilmesine karşı çıkmasını bekleyemeyiz. O an için fırsat eşitliğinden yoksun zayıf olan cenine potansiyel hakkını vermesini de bekleyemeyiz. Toplumsal kurallar da maalesef gelişmişlik ve zulümlülük haline göre kendini gerçekleştirmektedir. Giden gitmiştir ya da gelecek henüz gelmemiştir anlayısı evrensel etiği çiğneyen zalimane bir etik anlayışının o anı (şimdiki zamanı) baz alan yansımasıdır. Dün geçmiştir, yarın henüz gelmemiştir, aslolan bugündür anlayışı yani. Evet aslolan bugün anlayışı hukuksal açıdan da zamanaşımı kuralını sektörel olarak işler halde tutmaktadır. Oysa etikte zaman algısı göz ardı edilmektedir. Bu nedenle Etik anlayış zamanaşımı ile biçimlendirilmemelidir.
Elbette birçok açıdan durumu değerlendirmeli. Sadece kadının kendi bedeni üzerinde tasarruf etmesi ya da cenin açısından ya da o cenine sirayet edecek ruh açısından, zamanın önceliği sonralığı açısından, fırsat eşitliğine aykırılık durumu vb gibi bir çok kaderi müdahale, durumu karmaşık hale getirmektedir. Kaderi müdahele konusu durumun en hassas noktalarından biridir. Elbette yargılamanın ve durumun bir hükme bağlanması noktasında materyal felsefenin geçerliliği de analizi orijinallikten uzaklaştırarak bizlere fazla geniş olmayan bir bakış açısı sunuyor. Burada fetüsün 11 ila 13. haftalarından sonra insan bedeninin tüm fonksiyonlarını içermesi ve zaruret halinde anne karnından bağımsız yaşayabilirlik potansiyelinin olması hem tıp açısından hem de bazı islam bilginlerinin beden ruh ilişkisinin faaliyete geçmiş olması sebeb gösterilerek ibrenin fetüs (bebek) tarafına döndüğünü milat göstermeleri sorunun sabitlenmesi noktasında sevindiricidir. Ancak bu durum mutlak gerçekliği değiştirmeyecektir. 11-13 haftayı beklemenin yanısıra, daha kısa bir sürede bile fetüsün yok edilmesine yönelik bir tasarrufun söz konusu olması kaderi müdahele sınırlarındadır. Kaderi noktada o an için rızıklar açılıma girmiştir artık, zaman bu noktadan sonra geri işmeyecektir. Tabi rızık en geniş manada düşünülmeldir. Temelinde bir insan için var olan her şey olarak algılanmalıdır. Annenin biyolojik, ruhsal ve psikolojik değişimler göstermesi de rızık kapsamında düşünülmelidir.
Evet zaruret durumları belki olabilir. Yani potansiyelin sağlıksız şekillenmesinin bilimsel gözlemlerle tesbitine müteakip operasyonel durum konusunda haklılık nedeni gözetilebilir. Sağlıksız şekillenme bilince yani düşünsel anlamda insani fonksiyonlarının yetersizliği derecesinde olma durumu söz konusu olduğu durumlar ki bundan emin olunmalıdır. Aksi halde bedensel engelliliğe ilişkin durum kastedilmemektedir. Dolayısıyla bu gibi operasyonel durumun bilimsel anlamda tesbiti ve birinci derecede sorumluluk sahibi olanların rızası ile mümkün olabilir.

En doğrusunu Allah CC bilir.

03 Nisan 2013 3-4 dakika 8 denemesi var.
Yorumlar