Bizden Biri Neler Yaşadı Özlemli

Bizden Biri Neler Yaşadı Özlemli

Mehmet izine gittiği köyde görmüştü Leyla'yı. Onun kitap okumasına aşık olmuştu. Leyla köyde okumadığı kitap bırakmamıştı. Türkçesi çok düzgündü. Farklıydı oralardan. Aslında hiç çıkmamıştı köyden. Hep orda yaşadı o yaşına dek.

Kültürü görgüsü ap ayrıydı. O Karadeniz'in köylerinde büyümüştü aslında. Oraların çilesini hep çekti sırtında. Eleri nasırlı anlı hep terliydi. Onun iyi bir kız ve gelecekte iyi bir gelin olması için her işi bilmeliydi. Onun içi annesi ona her işi öğretiyordu ona iyilik olsun diye çalıştırıyordu. Her işi ona yaptırıyordu. Her işte annesinden önde olmalıydı. Öyle de oluyordu.

O hep kitap okumak istiyordu, okuduğu yerleri ve hayatları yaşamak istiyordu. Fakat annesi ona fırsat vermiyordu. Babası ise hep gurbette olduğundan ve senede iki kez geldiğinde hep babasından çekinerek büyüdü Leyla.

Leyla aşkı olan kitapları yinede okuyacak zaman bulabiliyordu. Geceleri odasında yorganın altında bir el feneriyle hep okuyordu. Bazen sabah namazına annesinin sesine irkiliyordu kitabın içinden. Bazen tam uykuya girerken annesi kalk çayı koy namaz kıl erken gideceğiz bu gün cümlesi daha beter yıkıyordu onu. Fakat yinede mutluydu okuduğu kitapların hikayeleri ile.

Kitap bulmakta zorlanıyordu. Çünkü mezun olduğu ilkokulun ahşap iki gözü kitap dolu kütüphanenin kitapları bitmişti. Artık okuyacak kitap ve hikayesi yoktu. Orta ve lisede okuyan akrabalarına başlamıştı derdini söylemeye. Onların aracılığıyla oralardan kitaplar alıp okumaya başlamıştı. Onu tanıyan öğrenciler onu kitapsız bırakmıyordu gizli gizli ona kitaplar getiriyordu.

Kış iyice bastırmıştı kar boyunu aşıyordu. Annesi onu camiye gitsin diye kaldırıyordu bu sefer. O da camiye gitmeye başlamıştı. İşte o kış Mehmet de izin yapmıştı ve o da dedesinin zoruyla camiye gelmişti. Oyasa Mehmet yaşadığı ilde sosyalleşmiş ve kendini geliştirmişti. Tiyatro ve sinemaya merak salmış ve gizli gizli başlamıştı oyunlarına. Başarılıydı hep beğeniliyordu. Onda sanatçı edebiyatçı ruhu yükseliyordu. Bu duygularla gittiği köy camisinde Leyla gözüne çarpmıştı. Çok uğraştı görüşmek için nihayet görüştü ve tanıştı onunla. Sevdalandılar birbirlerine.

Büyüdü aşkları çoğaldı mektupları başkaları adına postada gidip geldi yanık mektuplar. Aşkları büyüdü evlenme günleri yaklaştı. Onlarda artık olsun bu evlilik. Bitsin bu hasret. Büyüklerine dolaylı dolaylı anlattılar sevgilerini. Anlamadı onları kimse. Olmaz dediler. Leyla nın babası olur dese Mehmet in babası hayır diyor. Tam Mehmet in babası evet dediğinde Leyla nın babası pişman olup hayır diyor.

Araya giren herkes kötü oluyor. Hiç kimse ortayı bulamıyor. Derken Mehmet uzaklaşıyor köyden Leyla da umudunu kesiyor artık. Amca oğlu okul arkadaşını tanıştırıyor Leyla ya ve Leyla boşlukta olduğu o günlerde hayatının kararını veriyor ve evleniyor Mustafa ile.

Mehmet de bir süre sonra evleniyor bir akrabasıyla. Fakat ikisi de hala birbirine aşık ve unutmamışlar birbirlerini. Görmeseler de dinlerler başkalarından birbirlerinin yaşamlarını.

Bir gün yıkılıyor dünyalar. Mehmet bir kazada hayatını kaybetti. Leyla gizli gizli ağladı yıkıldı. Fakat belli etmedi etrafına. Leyla çocuklarıyla yaşıyor ve hala gözlükleriyle kitap okuyor evin en manzaralı penceresinde.

Mehmet in eşi de büyüttü yetimlerini habersiz. Çok az duyduğu bu hikayenin gölgesinde. Hep sadece Mehmet ine o ağlarmış gibi.

29 Ağustos 2009 3-4 dakika 14 denemesi var.
Yorumlar