Boşlukta Büyüyen Sesler

Boşlukta büyüyen sesler 


Hiçbir saat doğru zamanı göstermezken, kendini zamanı ölçmeye çalışırken bulan bir insanın gülünç çabasıdır yaşamak. Bir adım ileri, iki adım geriye düşülen bir yürüyüştür; ne başlangıcı net, ne de sonu kesin. Varoluş, elimizde tutamadığımız bir su gibi akarken, her damlasında bir başka yüzümüzü tanırız. Yine de kim olduğumuzu sorsalar, cevap vermek için elimizi cebimize atar, parmaklarımızla boşluğu yoklarız.


İçinde yaşadığımız dünya, başlı başına bir muammadır. Yolda yürürken, kaldırım taşlarının arasında sıkışan bir karınca kadar kaybolmuş hisseder insan. Her sabah uyandığında, dün gece kurduğu hayalleri hatırlamaya çalışır, ama yalnızca bir sis bulutuyla karşılaşır. Hatırlamak ile unutmak arasında bocalayan hafızamız, bizi bizden daha çok kandırır.


Kendimizi tanımak için çıktığımız bu uzun yolculukta, bir yandan kendi iç sesimizi bastırır, bir yandan da onun yankısına kulak veririz. "Ben kimim?" diye sormak, çoğu zaman "Ben kim değilim?" demekten daha kolaydır. Çünkü eksik olanı tarif etmek, var olanı anlatmaktan daha az acıtır. Bütün bu sorgulamalar arasında, insan kendini bir boşluğa salıverir: Ne düşer, ne de uçar. Sadece süzülür, karanlık bir sonsuzlukta.


Her seçim, ardında yüzlerce seçilmemiş ihtimali bırakır. Ve her kayıp, sessizce bir başka benliği doğurur. Yolda kaybolduğunda, aslında daha çok kendine yaklaşırsın. Fakat o "kendin" dediğin şey, her kavuşmada biraz daha değişmiş, biraz daha başkalaşmıştır. Kimi zaman bir kitabın içinde bir cümlede bulursun kendini; kimi zaman bir yabancının gözlerinde. Ve bazen, en çok kendinden kaçarak varırsın içine.


Zaman, bütün maskeleri yavaşça aşındırır. Bir sabah aynaya baktığında, tanıyamadığın bir yüz görürsün. Çocukken koştuğun o eski sokakların adını hatırlayamazsın. Bir zamanlar sonsuz zannettiğin anılar, tozlu bir rafta üst üste yığılır. Hafıza, hem sığınak hem de tuzaktır; çünkü geçmiş, olduğu gibi değil, hatırlandığı gibi kalır. Ve her hatırlayış, biraz daha yeniden yazmaktır hikâyeyi.


İnsanın iç çatışmaları, dış dünyadaki savaşlardan daha kanlıdır. Kendinle yaptığın kavgaların galibi yoktur; yalnızca yaralı taraflar vardır. Ne tam kazanırsın, ne tam kaybedersin. Bazen susarak kazandığını zannedersin; bazen konuşarak daha çok kaybolduğunu fark edersin. Bu yüzden, en derin sessizliklerin bile içinde yankılanan çığlıklar vardır.


Gerçeklik ile hayal arasındaki sınır çizgisi, gece yarılarında silinir. Bazen bir rüya gerçekmiş gibi canını acıtır; bazen gerçek bir rüya kadar hafif gelir. Dünya, çoğu zaman ciddi bir oyun sahnesi gibidir. Bizler ise, unuttuğumuz repliklerle sahneye çıkmış oyuncularız. İyi oynamak da yetmez; bazen oyunun ne hakkında olduğunu bile anlamak mümkün değildir.


İçimizde taşıdığımız boşluk, doldurulacak bir eksiklik değildir; varoluşumuzun ta kendisidir. Bunu kabullenmek, bir ağırlığı değil, hafifliği beraberinde getirir. Çünkü her eksiklik, aslında bir alan açar: büyümek, değişmek, başkalaşmak için. Kimse tamamlanmaz; kimse "olmuş" değildir. İnsan, hep bir oluş halindedir.


Ve işte bu yüzden, umut ile umutsuzluk arasındaki ince çizgide yürürüz. Her kayıpta bir doğuş saklıdır, her yıkımın altında yeni bir hayat filizlenir. Hayat, ne tamamen anlamlı ne de tamamen anlamsızdır. Anlamı, onu yaşarken bulmak gerekmez; bazen sadece yaşamak, kendi başına yeterlidir.


Sonunda geriye kalan, adını koyamadığımız bir hüzündür belki de: Ne tam keder, ne tam neşe. Sadece var olmanın, bir anlığına bile olsa, bir mucize olduğunu bilmek. Her şeye rağmen, yeniden başlayabilmenin cesaretini içinde taşımak. Bir yaprağın sonbaharda toprağa düşüşündeki zarafeti fark etmek. Ya da sessiz bir gece vakti, yalnızca kendi nefesinin ritminde, var olmanın küçük ve görkemli sevincini hissetmek.


Hiçbir yol, hiçbir cevap kesin değildir. Yine de yürümek gerekir. Kimi zaman yavaş, kimi zaman telaşlı; ama her adımda, kendi içimizin haritasını biraz daha çizeriz. Çünkü insan, bir yolculuktan ibarettir. Varılacak bir yer yoktur. Sadece yolda olmak vardır.


Turgay Kurtuluş 


28 Nisan 2025 4-5 dakika 30 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar